Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/549 E. 2020/6546 K. 29.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/549
KARAR NO : 2020/6546
KARAR TARİHİ : 29.12.2020

MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu, … İlçesi …,… Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 135 ada 18 ve 138 ada 31 parsel sayılı 144,67 ve 933,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2’şer paylarla (… evlatları) … ve … adına; 173 ada 23 parsel sayılı 8938,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı nedenle 6/12 payla dava dışı (… TC kimlik numaralı) … adına, 3/12 payla (… oğlu) … adına ve 1/3’er paylarla (… kızı) … ile (… evlatları) … ve … adlarına tespit edilmiştir. Davacı …, çekişmeli 135 ada 18 ve 138 ada 31 parsellerde babası …’in 5/6 pay sahibi olması gerektiği halde tamamının davalılar adına tespit edilmesinin hatalı olduğunu, 173 ada 23 parsel sayılı taşınmazın, tespit maliki olarak gözüken (… oğlu) … ile ilgisi bulunmadığını ve yine tespit maliki olan …, … ve … hisselerinin babası … tarafından haricen satın alındığını ileri sürerek, söz konusu hisselerin babası … mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 173 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 6/12 hissesinin … adına, 3/12 hissesinin davacının babası … adına ve 3/12 hissesinin tespit gibi … adına tapuya kayıt ve tesciline; 135 ada 18 parsel ve 138 ada 31 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddi ile bu taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 173 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davalılardan …’nun dedesi … ve onun kardeşi …’dan geldiği, …’un veraset ilamından da anlaşılacağı üzere mirasçılarının aynı zamanda tespit maliki de olan kişilerden …, …, …, …, oldukları, … mirasçılarının 19.06.1978 tarihli gayrimenkul harici satış senediyle … mahallesi hudutlarındaki bilcümle tapusuz gayrimenkullerdeki hak ve hisselerdeki zilyetliklerini …’ya devrettikleri, senet tarihi ile kadastro kesinleşme tarihi arasında 30 yıldan fazla zamanın geçtiği; çekişmeli 138 ada 31 parsel ve 135 ada 18 parsel sayılı taşınmazların ise … ve …’ya ait olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
1-Davacı dava dilekçesinde çekişmeli 135 ada 18 ve 138 ada 31 parsellerde babası …’nun 5/6 pay sahibi olduğu iddiasıyla dava açmış, aşamalarda da dava dilekçesini tekrar etmekle yetinmiştir. Davacının, hangi nedene dayalı olarak bu taşınmazlarda babasının 5/6 pay sahibi olduğunu iddia ettiği dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, bu husus Mahkemece de kendisine açıklattırılmadığı halde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğundan hükmün denetimi de mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, öncelikle, Kadastro Kanunu’nun 28/2 maddesi uyarınca davacıya dava sebep ve delillerini bildirmesi için süre verilerek yöntemince uygun şekilde tebligat yapılmalı, bildirmesi halinde bildirilen sebepler gözönüne alınarak delilleri toplanmak suretiyle yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmalı, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek sicilin oluşabilmesi için de tespit gibi tescile karar verilmesi gerekeceği gözönünde bulundurulmalıdır. Mahkemece bu hususun göz ardı edilmesi isabetsiz olup bu parsellere yönelen temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
2- Dava konusu 173 ada 23 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacının bu taşınmazdaki temyiz itirazı tespit maliki (… oğlu) … payına yöneliktir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davalılardan …’ın dedesi … ile onun kardeşi …’a ait olduğu ve … mirasçılarının davacının babasına hisselerini sattığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı, bu taşınmazın … oğlu … ile ilgisi bulunmadığını ileri sürmüş olup, dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinde, davalı …’ın dedesinin (aynı zamanda davacının da murisi olan) … oğlu … olduğu, bir başka ifade ile davalı …’ın dedesinin (… oğlu) … olmadığı anlaşıldığı halde, Mahkemece, (… oğlu) … payı yönünden hangi gerekçe ile tespit gibi tescil hükmü kurulduğu anlaşılamamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. maddesine göre “Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması” zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/c maddesi uyarınca gerekçenin; “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” göstermesi; bir başka anlatımla, gerekçe okunduğunda mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Bu ilkeler ışığında mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde; delillerin tartışması ve değerlendirilmesi yapılmadan davanın bu pay yönünden hangi nedenle reddedildiği hususunda bir açıklama yer almadan sadece “davanın reddine” dendiği, kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Bu haliyle kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasız olup kararın denetlenebilirliği bulunmadığından dava konusu 173 ada 23 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm de usul ve yasaya aykırı olup temyiz itirazlarının açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.