YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3533
KARAR NO : 2021/4181
KARAR TARİHİ : 29.04.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, davalıların uhdesinde bulunduğunu ileri sürdükleri 23.10.1979 tarih 3, 4 ve 5 sıra numaralı tapu kayıtlarının, murisi … … oğlu … adına kayıtlı 3 Kanuni Sani 1290 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydının içinde kaldığını, murisi adına kayıtlı tapu kaydının daha eski tarihli olup, bu tapunun geçerli olduğunu ileri sürerek, sözü edilen tapu kayıtlarının iptali ile bu taşınmazların kapsamında kalan yerlerin murisi adına kayıtlı taşınmaz içerisinde kaldığının tespitine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … mirasçıları … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davanın, çifte tapu nedeniyle iptal isteğine ilişkin olup, bu tür ihtilaflarda önceki tarihli ve sahih esasa dayanan tapu kaydına değer verilmesi gerekmekte ise de, davacının iddiasına konu yere davalı yanın dayandığı tapu kaydının uyduğu, davacının dayandığı tapu kaydının ise uymadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, karar verildikten sonra dosyaya içerisine alınan belgelerden, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede hüküm tarihinden sonra kadastro çalışması yapıldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanun’un 27/1. maddesinde, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve davalara ait dosyaların Kadastro Mahkemesi’ne re’sen devrolunacağı”; aynı Kanun’un 30. maddesinde ise, “kadastro tutanağının malik hanesini doldurma görevinin Kadastro Mahkemelerine ait olduğu” ifade edilmiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dosya içerisinde bulunan fen bilirkişi raporları ile kadastro paftasının çakıştırılması sureti ile, fen bilirkişi raporunun fenni sıhhate haiz olmayıp, çakıştırılma imkanının bulunmaması halinde ise gerektiğinde keşif yapılmak ve dayanak kayıtların revizyonlarından da yararlanılmak suretiyle, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği belirlenmeli ve tutanak düzenlendiğinin anlaşılması halinde Kadastro Mahkemesi görevli olacağından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’ nun 27. maddesi gereğince dava dosyası Kadastro Mahkemesine aktarılmalı, taşınmaz ya da taşınmazların tespitlerinin kesinleştiğinin anlaşılması halinde malik hanelerinin hukuken boş hükmünde olup, malik hanesinin sehven doldurulmasının hukukça değer taşımayacağı gözetilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.