Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/3256 E. 2020/4371 K. 15.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3256
KARAR NO : 2020/4371
KARAR TARİHİ : 15.10.2020

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU: TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, … Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 1 parsel sayılı 232,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına; 126 ada 7 parsel sayılı 3.663,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı … tarafından davalılar …, … ve … aleyhine, Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin men’i ve tazminat davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları davalı hale getirilip aktarılan dava dosyası ile birleştirilerek yapılan yargılama sırasında tespit malikleri … ve Hazine davaya dahil edilmiş; müdahil ….Köy Tüzel Kişiliği ise hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı …’un davasının reddine, müdahil … Köy Tüzel Kişiliğinin davasının kabulüne, çekişmeli 125 ada 1 ve 126 ada 7 parsel sayılı taşınmazların … Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 125 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı …, davalı şahısların köye ait olduğundan bahisle Kasım 1949 tarih 34 sıra numaralı tapu kaydı kapsamındaki taşınmaza, müdahalede bulunduğunu belirterek dava açmıştır. Davalılar ise, taşınmazın, davacının halası… tarafından köye bağışlandığını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir. Davanın, çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesi’ne aktarılmasından sonra müdahil … Köyü Tüzel Kişiliği, taşınmazın köye hibe edildiği iddiasıyla davaya katılmış, taşınmazın adına tespit edilmiş olması nedeniyle davaya dahil edilen … da, taşınmazın köye hibe edildiğini, kendisinin hakkı bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın babasının vefatı ile taksimen… Kurt’a intikal ettiği, Zeynep Kurt’un taşınmazı 21.11.1953 tarihli köy karar defterine geçen beyanı ile Köy Tüzel Kişiliğine hibe ettiği, her ne kadar davacı … tapu kaydına dayanmışsa da taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığı, davacının dayandığı tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle davacı …’un davasının reddine, müdahil Köy Tüzel Kişiliğinin davasının kabulü ile taşınmazın … Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Mahallinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nce 28.11.2008 tarihinde yapılan keşifte dinlenen …’un 1952 yılından sonra taşınmazın kimse tarafından kullanılmadığına dair beyanından ve Kadastro Mahkemesinde 28.08.2015 tarihinde yapılan keşif zaptında yer alan taşınmaz üzerinde kendiliğinden yetişmiş yabani otlar bulunduğuna dair mahkeme gözlemi ve aynı yöndeki ziraatçı bilirkişi raporu içeriğinden, çekişmeli taşınmaz üzerinde kimsenin ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Geniş sınırları itibariyle dava konusu taşınmazı kapsadığı anlaşılan ve babaları …’den intikalen müştereken davacının babası Muhittin Kurt ile onun kardeşleri… Kaymakçı ve….adlarına kayıtlı olan davacı …’un dayandığı Kasım 1949 tarih 34 sıra numaralı tapu kaydı, mahkeme gerekçesinin aksine, taşınmaz üzerinde kimsenin zilyet olmadığının anlaşılmış olmasına göre hukuki değerini korumaktadır. Her ne kadar mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerce taşınmazın taksimen tapu maliklerinden…’e düştüğü onun da Köy Tüzel Kişiliğine hibe ettiği beyan edilmiş ise de, taşınmaz üzerinde Köy Tüzel Kişiliğinin ekonomik amaca uygun zilyetliği bulunmadığından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi koşulları da oluşmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın tapu malikleri adına tesciline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2- Dava konusu 126 ada 7 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı …, Kasım 1949 tarih 32 sıra numaralı tapu kaydı kapsamındaki taşınmaza, davalı şahısların taşınmazın Köye ait olduğundan bahisle müdahalede bulunduğunu belirterek dava açmıştır. Davalılar ise, taşınmazın davacının halası… tarafından köye bağışlandığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davanın, çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesi’ne aktarılmasından sonra müdahil … Köyü Tüzel Kişiliği, taşınmazın köye hibe edildiği iddiasıyla davaya katılmış; taşınmazın adına tespit edilmiş olması nedeniyle davaya dahil edilen Hazine temsilcisi de davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın babasının vefatı ile taksimen… Kurt’a intikal ettiği, Zeynep Kurt’un taşınmazı 21.11.1953 tarihli köy karar defterine geçen beyanı ile Köy Tüzel Kişiliğine hibe ettiği, her ne kadar davacı … tapu kaydına dayanmışsa da taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığı ve davacının dayandığı tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle davacı …’un davasının reddine, müdahil Köy Tüzel Kişiliğinin davasının kabulü ile taşınmazın müdahil … Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Kadastro tutanağı düzenlendikten sonra 20.11.2008 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılan keşifte, meni müdahale davasına konu yerin 24.11.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 772,99 metrekarelik bölüm olduğunun belirlendiği, bunun dışında kalan bölümün aktarılan davanın konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı …’un dayandığı tapu kaydının dava konusu bölüme ait olduğu kanıtlanamamıştır. Her ne kadar mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerce, taşınmazın babalarından intikalen taksimen… Kurt’a düştüğü, onun da taşınmazı Köy Tüzel Kişiliğine hibe ettiği beyan edilmiş ise de, 20.11.2008 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılan keşifte dinlenen …’un 1952 yılından sonra taşınmazın kimse tarafından kullanılmadığına dair beyanı ve 28.08.2015 tarihinde Kadastro Mahkemesi’nde yapılan keşif zaptında yer alan taşınmaz üzerinde kendiliğinden yetişmiş yabani otlar bulunduğuna dair mahkeme gözlemi ve aynı yöndeki ziraat bilirkişi raporu dikkate alındığında, çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile müdahil … Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.