Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/3199 E. 2021/5084 K. 09.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3199
KARAR NO : 2021/5084
KARAR TARİHİ : 09.06.2021

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 19 ve 131 ada 50 parsel sayılı sırasıyla 4.959,32 ve 19.690,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle; 131 ada 43 parsel sayılı 19155.75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiş, ancak Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmıştır. Davacı … tarafından, davalılar Hazine ile Adaklı Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine, Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Birleşen dosya davacısı … tarafından, tapu kaydına dayanılarak tespit tarihinden önce … Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan men’i müdahale ve tescil davası Kadastro Mahkemesi’ne aktarılmış ve 131 ada 43 ve 50 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davası tefrik edilerek, … tarafından açılan tescil davasına ilişkin eldeki davayla birleştirilmiştir. Yargılama sırasında müdahiller … ve müşterekleri, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine; müdahiller … ve …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve müdahil …, tapu kaydına dayanarak davaya katılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, yapılan yargılama sonunda; dava konusu 131 ada 50 parsel numaralı taşınmaz içerisinde kalan fen bilirkişileri … ve …’ın 17/02/2015 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.460,59 m2’lik kısmın ifraz edilerek aynı ada içerisinde son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile asli müdahil davacı … oğlu 1920 d.lu … adına tespit ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 5.939,07 m2’lik kısmın ifraz edilerek aynı ada içerisinde son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile asli müdahil davacı … oğlu 1940 d.lu … adına tespit ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen 7.291,11 metrekarelik kısmın ise aynı ada ve parsel numarası ile tarla vasfı ile asli müdahil davacı … oğlu 1928 doğumlu … adına tespit ve tesciline; 131 ada 43 parsel numaralı taşınmaza ilişkin olarak fen bilirkişileri … ve …’ın 17.02.2015 tarihli krokili raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısma ilişkin asli müdahil davacı …’un davasının kabulüne, (C) harfi ile gösterilen kısma ilişkin Maliye Hazinesi lehine davanın kabulüne, 131 ada 43 parsel numaralı taşınmaz içerisinde kalan fen bilirkişileri … ve …’ın 17.02.2015 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.0995,39 metrekarelik ve (B) harfi ile gösterilen 4.195,49 metrekarelik kısmın ifraz edilerek aynı ada içerisinde son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile asli müdahil davacı … oğlu 1930 doğumlu … adına tespit ve tesciline, 131 ada 43 parsel numaralı taşınmaz içerisinde kalan fen bilirkişileri … ve …’ın 17.02.2015 tarihli krokili raporunda (C) harfi ile gösterilen 3.964,87 metrekarelik kısmın aynı ada ve parsel numarası ile ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili, davacı … vekili, davalı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı …, müdahil davacılar …, … ile asli müdahil davacılar … ile …’un zilyetliklerini ispat edemedikleri, lehlerine Kadastro Kanun’un 14. maddesinde sayılan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığı, dava konusu 130 ada 19 parselin dayanak tapu kaydı olan 29.09.1978 tarih ve 92 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı ve dava konusu bu taşınmazın asli müdahil …’a miras yoluyla intikal ettiği, tespit tarihinden geriye doğru eklemeli olarak 20 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyet olunduğu, içerisinde ekonomik amacına uygun tarım yapıldığı, dava konusu 131 ada 50 parselin 3 ayrı parça görünümünde olduğu bu parçaları birbirinden ayıran sınır olduğu, (A) harfi ile gösterilen kısmın sürülü olduğu, komşu parsellerle benzer nitelikte olduğu, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen alanların sürülü olmadıkları, ancak geçen yıldan kaldığı anlaşılan hububat kalıntılarının bulunduğu, tarım arazisi vasfında oldukları, (A) harfi ile gösterilen kısmın … tarafından, (B) harfi ile gösterilen kısmın … tarafından, (C) harfi ile gösterilen kısmın … tarafından tespit tarihinden geriye doğru eklemeli olarak 20 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyet olunduğu, ayrıca (A) ve (B) harfleri ile gösterilen yerlere ilişkin dayanak tapu kaydının keşfen uygulandığı ve dava konusu bu kısımlara aynen uyduğu, bu tapu kayıtlarından 23.05.1972 tarih ve 75 sıra numaralı tapu kaydının yönleri itibariyle (C) harfi ile gösterilen … tarlasını da okuduğu, dava konusu 131 ada 43 parselin 3 ayrı parça görünümünde olduğu bu parçaları birbirinden ayıran sınır olduğu, (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların sürülü olmadıkları, komşu parsellerle benzer nitelikte oldukları, ancak geçen yıldan kaldığı anlaşılan hububat kalıntılarının bulunduğu, tarım arazisi vasfında oldukları, (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısmın … tarafından tespit tarihinden geriye doğru eklemeli olarak 20 yıldan fazla süredir eklemeli olarak malik sıfatıyla zilyet olunduğu ve dolayısıyla bu kişi yönünden iktisap koşullarının oluştuğu, (C) harfi ile gösterilen kısmın ise taşlık-kayalık olduğu, sürülü olmadığı, ekonomik amaca yönelik olarak kullanılmadığı dolayısıyla ham toprak vasfında olduğu gerekçeleriyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; aktarılan davaların kapsamları belirlenmemiş, taşınmazlara ilişkin dayanak tapu kayıtları tescil ilamıyla oluştuğu ve krokileri bulunduğu halde krokileri yöntemince uygulanarak taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları tespit edilmemiş, tapu kayıtlarının uymadığı alanlar açısından zilyetlik araştırması yapılması gerekirken, bir biriyle çelişen soyut içerikli bilirkişi beyanları ile yetinilerek, taşınmazda kimin, hangi hukuki nedene dayalı olarak ve ne zamandan beri zilyet olduğu kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazların nitelikleri, kullanım durumları ve imar- ihyaya konu olup olmadıkları hususlarında somut verilere dayalı bilgi içermeyen bilirkişi raporu hükme esas alınmış, dava konusu taşınmazlara komşu tüm parsellerin kadastro tutanak ve dayanakları ile dava konusu olanların dava dosyalarından usulünce yararlanılmamış, davacı … eşi adına olan tapu kayıtlarına dayanarak dava açtığı halde eşi ile arasında vekalet ilişkisi bulunup bulunmadığı belirlenmediği gibi, dayanak tapu kayıtları da keşif mahallinde uygulanarak kapsamları belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazlara komşu tüm taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile dayanak belgeleri ile davalı olanların dava dosyaları eksiksiz olarak getirtilmeli, taşınmazlara ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre aktarılan dava tarihlerinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden celp edilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişi, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak, aktarılan davaların kapsamları belirlenmeli; dayanak tapu kayıtları tapu kayıtlarının tescil ilamıyla oluştuğu ve krokileri bulunduğu gözetilerek, öncelikle krokilerinin uygulanması suretiyle taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları belirlenmeli; söz konusu tescil krokilerinin uygulanma kabiliyetinin bulunmaması halinde tapu kayıtlarında yazılı sınırlar yerel bilirkişilere tek tek okunarak bu sınırların zemin üzerinde gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların kayıt uygulamasına ilişkin sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde işaretlenmeli, yapılacak inceleme sırasında tapu kayıtlarının varsa revizyon gördüğü tüm taşınmazlar dikkate alınmalı; dayanak tapu kayıtlarının taşınmazları tamamen yada kısmen kapsamadığının anlaşılması halinde zilyetlik araştırması yapılmalı ve bu kapsamda dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin ne zaman başladığı, kim tarafından, ne zamandan beri hangi tasarruflarla zilyetliğin sürdürüldüğü, öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar-ihya çalışmalarının ne zaman tamamlandığı, taşınmazın sınırlarında zaman içerisinde değişme ve genişleme olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, bu beyanlar komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli ve beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemine uygun şekilde giderilmeye çalışılmalı; çelişki giderilemezse hangi beyana hangi nedenle üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kuruluna, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazların kullanım biçimini, zilyetlik süresini, toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazların imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeler mahiyette, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, hava ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu taşınmazların sınırını ve niteliğini, imar-ihyaları tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde, çelişkileri giderir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların konumunu hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi ve kayıt uygulamasını takibe ve denetlemeye imkan verir, dayanak tescil krokileri ile dava konusu taşınmazları çakıştırmalı olarak gösterir, krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; çekişmeli taşınmazlara zilyet olduğu belirlenen kişiler adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden (senetsiz defteri) sorularak varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde onaylı örnekleri getirtilmeli ve bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.