Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/2812 E. 2021/2466 K. 12.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2812
KARAR NO : 2021/2466
KARAR TARİHİ : 12.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, … İli Merkez İlçesi… Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 3 parsel sayılı 69.117,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı …, tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümü hakkında mera kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 112 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan fen bilirkişisi ….11.06.2016 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 2.897,10 metrekarenin tapu kaydının iptali ile adanın son parsel numarasıyla çayır vasfıyla davacı … adına tapuya tesciline kalan kısmın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. maddesine göre “Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması” zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/c maddesi uyarınca gerekçenin; “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca haklarında verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olur. Bu ilkeler ışığında temyiz incelemesine konu gerekçeli kararı incelendiğinde; kararda, davanın neden kabul edildiği hususunda bir açıklamanın yer almadığı, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün çekişmeli 112 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığının açıklanması ile yetinildiği, delillerin tartışılarak değerlendirmesinin yapılmadığı, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer almadığı ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Yani, bu haliyle kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır.
Hal böyle olunca; Mahkeme kararının gerekçesiz olması nedeniyle denetlenebilme olanağı bulunmadığından, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.