Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/2535 E. 2020/6476 K. 28.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2535
KARAR NO : 2020/6476
KARAR TARİHİ : 28.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Uygulama kadastrosu sırasında, … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı … adına kayıtlı bulunan eski 775 parsel sayılı 13.221,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 120 ada 31 parsel numarasıyla ve 11.969,84 metrekare yüzölçümlü olarak; … adına kayıtlı bulunan eski 199 parsel sayılı 13.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 120 ada 32 parsel numarasıyla ve 12.983,76 metrekare yüzölçümlü olarak; … ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 148 parsel sayılı 11.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 120 ada 51 parsel numarasıyla ve 11.020,02 metrekare yüzölçümlü olarak; … ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 771 parsel sayılı 13.612,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 120 ada 53 parsel numarasıyla ve 14.960,93 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, uygulama kadastrosu sonucunda adına kayıtlı bulunan 120 ada 31 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını, eksikliğin aynı ada 32, 51 ve 53 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafıdan temyiz edilmiştir.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için teknik bilirkişiden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Teknik bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Somut olayda Mahkemece, dava konusu taşınmaz ile sınırında bulunan taşınmazları bir arada gösteren tesis kadastrosuna ait pafta, orijinal ölçü krokisi, ölçü çizelgesi, tesis ve uygulama kadastrosuna ait hesap cetvelleri, ölçü cetvelleri, ada raporu, taşınmazın tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına alınmamış, taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanak örnekleri dahi Dairemizin 29.06.2020 günlü geri çevirme kararı ile dosya arasına aldırılmış, mahallinde yapılan keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıkları dinlenilmemiş, dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporundan, davacı adına kayıtlı taşınmaz ile davalılar adına kayıtlı taşınmazların arasında bulunduğu anlaşılan ve raporda mavi renkle gösterilen duvarın ne zaman, kim tarafından yapıldığı ve duvarın tesis kadastrosundan önce de var olup olmadığı belirlenmemiş, davacı adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünde oluşan miktar farklılığının hangi hatadan kaynaklandığını açıklamakta yeterli olmayan teknik bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, belirtilen eksik belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınmalı, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.