Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/1928 E. 2020/3365 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1928
KARAR NO : 2020/3365
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … İlçesi … Köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, orman mühendisi, harita mühendisi ile jeoloji mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda dava konusu edilen bölümün çay yatağı havzası içinde kaldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilmiş olup, bu tür yerlerin imar-ihya ile kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kadastronun ne zaman yapıldığı ve taşınmazın neden tescil harici bırakıldığı hususları araştırılmamış; bölgeye ait ve dere yatağının güzergahını gösterir memleket haritası getirtilmemiş; ziraat bilirkişisi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün üzerindeki bitki desenine göre uzun yıllar mutlak tarım arazisi vasfında kullanıldığı, harita mühendisi bilirkişi raporunda ise, 1995 tarihli hava fotoğrafında nizalı bölümün zirai faaliyette kullanılmaya başlanmış olduğu belirtilmiş olmasına ve dinlenilen tanıklar … çayının yatak değiştirdiğini belirtmelerine rağmen, mahkemece dava konusu taşınmazın önceki durumu ve evveliyatı itibarıyla imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı belirlenmemiş; jeolog bilirkişinin, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda araştırma çukurları açılmak suretiyle davacı tarafından dolgu yapılıp yapılmadığı ve çayın yatak değiştirip değiştirmediği hususlarını irdelemeyen soyut nitelikteki raporu ile yetinilerek hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümün bulunduğu sahada kadastro çalışmalarının ne zaman yapıldığı ve çekişmeli bölümün neden tescil harici bırakıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile memleket haritası ve en eski uydu fotoğrafları ve ayrıca komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodozi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi, fen bilirkişisi ve üç jeoloji mühendisinden oluşan bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve nasıl başladığı, sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazın evveliyatı itibarıyla imar-ihyayı gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerdense imar-ihya edilip edilmediği ve edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; mahalli bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişinden, çekişmeli taşınmaz bölümün önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğunu, imar-ihyasının hangi tarihte başlayıp hangi tarihte tamamlandığını, zilyetliğin başlangıcını, sürdürülüş biçimini ve kullanım durumunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirleyen, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeoloji bilirkişi kurulundan, gerektiğinde araştırma çukurları da açılmak suretiyle, taşınmazın aktif dere ya da dere yatağı içerisinde kalıp kalmadığı, dere yatağının yer değiştirip değiştirmediği, çekişmeli bölüme dolgu yapılıp yapılmadığı hususlarında rapor düzenlemeleri istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi, ayrıca keşfe götürülecek fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilerek fen bilirkişisince bu fotoğraflar üzerinde taşınmazın sınırlarının işaretlenmesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine, hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerde çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğinin ve imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise, imar-ihyasına hangi tarihte başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle nizalı bölümün zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tereddütsüz belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.