YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1901
KARAR NO : 2021/2169
KARAR TARİHİ : 09.03.2021
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “çekişmeli 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden, dava konusu taşınmazın dört sınırı itibariyle ormanla çevrili olduğundan taşınmazda zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması zorunlu olduğu halde bu yönde araştırma ve inceleme yapılmadığı, yine taşınmazın içerisinde halen kayalık-taşlık bölümler olduğu halde, ziraatçi bilirkişi raporunda bu yerin tamamen tarım arazisi olduğundan söz edilmiş olması nedeniyle oluşan çelişki üzerinde durulmadığı belirtilerek, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının Orman İdaresinden sorulup, yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması, bundan sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı hususlarının sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın eğiminin, niteliğinin, toprak yapısının ve bitki örtüsünün ne olduğunu, taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen rapor alınması ve bundan sonra toplanan deliller uyarınca karar verilmesi; dava konusu 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, taşınmazların sınırında dere bulunduğu, ancak jeolog bilirkişi raporunda taşınmazların dere yatağında bulunup bulunmadığına ilişkin net bir belirleme yapılmadığı, yine ziraatçi bilirkişi raporunda her ne kadar taşınmazların tarım arazisi olduğu belirtilmişse de, taşınmazlarda ne şekilde tarımsal faaliyette bulunulduğunun belirlenmediği, taşınmazların niteliğini ve kullanım durumunu belirlemede hava fotoğraflarından da usulünce yararlanılmadığı açıklanarak, mahallinde yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı hususlarının sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazların eğimini, niteliğini, toprak yapısını ve bitki örtüsünün ne olduğunu, taşınmazlarda ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve taşınmazların kullanım durumunu kesin olarak belirleyen rapor alınması ve bundan sonra toplanan deliller uyarınca karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacılar … ve …’ün davalarının kabulüne, dava konusu 220 ada 1, 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle davacıların murisi olan … mirasçıları adına tesciline, 3402 sayılı Yasa’nın 19/2 maddesi uyarınca dava konusu 221 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesine, taşınmaz üzerindeki ev ve meyve ağaçlarının davacılardan …’e ait olduğunun şerhine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 220 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman tahdit hattı dışında kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların ise dere yatağında bulunmadığı, taşınmazlarda davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Hükmüne uyulan bozma ilamında, dava konusu 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden orman araştırması yapılması gerektiğine değinildiği halde, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında taşınmaza ait en eski tarihli memleket haritası, varsa amenajman planı ile temin edilebilen en eski tarihli hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına alınmamış ve keşif heyetine orman mühendisi bilirkişisi de dahil edilerek, söz konusu taşınmaz yönünden yöntemince orman araştırması yapılmamıştır. Dava konusu 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, bozma öncesi jeoloji mühendisi bilirkişiden aldırılan 26.11.2014 havale tarihli raporda, 221 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların tamamında, 221 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise büyük bir kısmında alüvyon malzemesinin hakim olduğu, alüvyonların üzerinde 20 ila 40 cm arasında değişen bitkisel toprak bulunduğu, keşif gününde taşınmazların sınırında bulunan derede gözlemlenen suyun akış rejiminin parsellere olumsuz etkisi bulunmadığı, ancak debinin artması ve/veya aşırı yağış olması sebebiyle feyezan oluşması durumunda, parsellerin etkilenmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, parsellere herhangi bir yapı yapılması veya farklı bir amaçla kullanılması durumunda, ayrıntılı zemin etüdü yapılması gerektiği belirtildiği halde, bozma sonrası farklı bir jeoloji mühendisi bilirkişiden aldırılan 19.07.2019 tarihli raporda, söz konusu taşınmazlar ile sınırında bulunan dere arasında yer yer 5 metre, yer yer de 5 metreden fazla kot farkı bulunduğu, taşınmazlarda çay veya dere yatağı izine rastlanılmadığı, çay veya dere yatağından kazanılmadıkları, taşınmazlarda veya çevrelerinde taşkın bir durumunun söz konusu olmadığı belirtilmek suretiyle raporlar arasında çelişki yaratılmasına rağmen söz konusu raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonucu ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait en eski tarihli memleket haritası, varsa amenajman planı ile temin edilebilen en eski tarihli hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden istenmeli; yine, taşınmazın bulunduğu yörede kesinleşen orman kadastrosu olup olmadığı sorularak varsa, çalışma tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir orijinalinden renkli orman tahdit haritası Orman İdaresinden getirtilerek dosya arasına alınmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik … mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik orman mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan; taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazları, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; … mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki zirai bilirkişi raporlarını da irdeleyen, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, dosya arasında bulunan hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmeli; jeolog bilirkişi kurulundan, dava konusu 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların dere yatağı vasfında olup olmadığına, dereden kazanılıp kazanılmadığı veya derenin aktif etkisi altına bulunup bulunmadığına ilişkin rapor alınmalı, bu kapsamda taşınmazların muhtelif yerlerine yeterli derinlikte araştırma çukuru açılarak taşınmazların öncesinin dere yatağı olup olmadığı, sonradan toprak doldurulup doldurulmadığı hususlarının açıklanması ve önceki jeolog raporlarında irdelenerek aralarındaki çelişkilerin nedeninin izah edilerek giderilmesi istenilmeli; orman mühendisi bilirkişi kurulundan ise, memleket haritası, amenajman planı, en eski tarihli hava fotoğrafları ve diğer belgelerin de değerlendirilmesi suretiyle bölgede orman tahdidinin ne zaman yapılıp kesinleştiği, dava konusu 220 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tahdit dışında bırakılıp bırakılmadığı, ormandan açılıp açılmadığı, orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.