YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1895
KARAR NO : 2021/385
KARAR TARİHİ : 27.01.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında 1967 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici çalılık olarak bırakılan ve 14.06.2002 tarihinde idari yoldan 1238 parsel numarasıyla 89.798,55 metrekare yüzölçümlü olarak tarla vasfı ile Hazine adına tescil edilen taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle 17.09.2002 tarihinde dava açmıştır. Yargılama sırasında, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, davalı Hazine yanında davaya müdahil olmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişme konusu 1238 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 10.03.2015 ve 03.06.2014 tarihli ek raporda (B1) harfiyle gösterilen 17.837,30 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davacının 03.06.2014 tarihli ek raporda (B2) harfiyle gösterilen 9.084,58 metrekare ve (A) harfiyle gösterilen 3.796,49 metrekare yüzölçümündeki bölümler hakkındaki davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … mirasçıları … ve arkadaşlarının vekili, davalı Hazine vekili ile fer’i müdahil Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 10.03.2015 ve 03.06.2014 tarihli ek raporda (B1) harfiyle gösterilen bölümünde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, diğer bölümlerinde ise iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahallinde 15.05.2006 tarihinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan 05.07.2006 tarihli ziraat bilirkişisi ve orman bilirkişi tarafından ortak hazırlanan raporda, taşınmaz üzerinde yer yer ana kayanın açığa çıktığı, genelde 5-10 cm arasındaki toprak derinliğinin tarımsal ürün yetiştirmek için uygun olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde halen çayır otları ve az miktarda böğürtlen dikeni bulunduğu, toprak özellikleri itibariyla tarım yapmaya uygun bulunmadığı; 01.12.2008 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan 10.02.2009 havale tarihli ziraat bilirkişisi raporunda, tarla olarak kullanılan bölümün kazandırıcı zamanaşımı sürenin başlangıç tarihi olan 1982 yılında fundalık-çalılık ve kısmen ham toprak vasfında olduğu, taşınmazın 1982 yılından sonra sadece üzerinde bulunan fundalık ve çalılıkların temizlenmesi sonucu sürülerek tarlaya dönüştürüldüğü, toprak ve araziye ait problemlerin bertarafı için imar-ihya ile kültür arazisi vasfı kazandırıldığına dair emare (drenaj tesisi, teraslama, erezyon kontrol yapıları, taş toplama gibi) tespit edilemediği; 17.05.2011 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan 14.06.2011 havale tarihli ziraat bilirkişisi raporunda, taşınmazın ekilip biçilmesine rağmen toprağın genel durumu, topraktaki bitki artıkları, toprak strüktürü ve profilinden işlemin 20 yıldan öncesine dayanmadığı belirtilmiş olmasına rağmen, 12.06.2013 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan ve hükme esas alınan 20.08.2014 tarihli ziraat bilirkişisi raporunda (B1) bölümünde herhangi bir çalılık ve ağaçlığın bulunmadığı, taşlarından temizlendiği, ıslah ve ihya edilip kültür arazisi haline getirilip 25-30 yıldır tarım yapıldığı belirtilmek suretiyle anılan raporlar arasında çelişki oluşturulduğu halde, bu çelişki üzerinde durulmamış, ayrıca taşınmaz çalılık olarak tespit harici bırakıldığı ve sınırında orman parseli bulunmasına rağmen yöntemine uygun şekilde orman araştırması da yapılmamıştır. Öte yandan Mahkemece, komşu parsellerin tespit tutanakları ve varsa dayanakları getirtilerek yöntemince komşu parsel uygulaması yapılmamış, çekişmeli taşınmazın tapu kaydından …Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/421 Esas, …Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/129 Esas, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/617 Esas, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2002/909-2008/459 Esas ve Karar sayılı dava dosyalarında davalı olduğu anlaşıldığı halde söz konusu dava dosyaları getirtilerek incelenmemiş ve taşınmazın imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı ilgili Belediye Başkanlıklarından sorulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın imar planına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ilgili belediyelerden sorularak, imar planın onaylı bir örneği dosya arasına celbedilmeli; ayrıca taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazın idari yoldan Hazine adına tescil edildiği tarihten ya da taşınmazın dava tarihinden önce kesinleşmiş imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının kesinleşme tarihinden 15-20- 25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte temin edilmeli, ayrıca çekişmeli taşınmazın tapu kaydında davalı olarak gösterildiği …Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/421 Esas, …Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/129 Esas, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/617 Esas, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2002/909-2008/459 Esas ve Karar sayılı dava dosyaları getirtilerek dosya arasına konulmalı; bu şekilde dosyanın ikmal edilmesinden sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklar ile üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, orman mühendisi bilirkişisi, fen bilirkişisi ve jeodezi- fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar ve ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve çekişmeli taşınmazın tapu kaydının oluştuğu tarihten önce onaylanan imar planı varsa bu tarihe kadar yoksa tapu kaydının oluşum tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişilerinin raporlarını irdeler şekilde, somut verilerek ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; orman mühendisi bilirkişiden, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını bildirir, orman yasaları karşısında taşınmazın durumunu açıklar, ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığını gösterir krokili rapor aldırılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, aynı taşınmaz için açılan dava dosyaları da dikkate alınmalı ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çekişmeli taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planı kapsamına alınma tarihine kadar, aksi halde taşınmazın tapu kaydının oluştuğu tarihine kadar davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.01.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.