Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/1695 E. 2020/5269 K. 16.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1695
KARAR NO : 2020/5269
KARAR TARİHİ : 16.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda, … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 205 ada 77 parsel sayılı 7.935,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın 1981 yılından beri …’un kullanımında olduğu, üzerindeki tek katlı kargir ev, ahır ve fındık ağaçlarının da adı geçene ait olduğu şerhi yazılmak suretiyle, tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar … ve …, temyize konu taşınmazın, davalı … ile müşterek murisleri olan babaları … tarafından kendilerine satıldığını ileri sürerek, taşınmazda lehlerine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı …’un davasının reddine, davacı …’in davasının kabulüne, temyize konu 205 ada 77 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki muhdesat hanesinin iptaline, taşınmaz ve üzerinde bulunan tek katlı kargir ev, ahır ve ağaçların 4/28 payının davacı …’e, kalan 24/28 payının davalı …’a ait olduğunun şerhine karar verilmiş; hüküm, davalı … ile dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı …’un, temyize konu taşınmazdaki miras hakkını davalı …’e devrettiği, davacı …’in ise … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/218 Esas, 2000/221 Karar sayılı dosyasından verilen karar uyarınca babasından gelen hakkını davalıya devrettiği, ancak annesinden gelen hakkını devretmediği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacılar … ve …, temyize konu 205 ada 77 parsel sayılı taşınmazın, davalı … ile müşterek murisleri olan babaları … tarafından 02.12.1975 tarihli senetle kendilerine satıldığını ileri sürerek, taşınmazda lehlerine kulanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Davalı … ise cevap dilekçesiyle, temyize konu taşınmazın babaları …’den geldiğini, murisin ölümünden sonra terekesinin taksim edildiğini, kendi payına düşen bu taşınmaza ev yaptırdığını, bir süre sonra kardeşleri … (…) ve … tarafından, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/218 Esas, 2000/221 Karar sayılı dosyasında kendisi aleyhine dava açıldığını, mahkemece yapılan yargılama sonunda, kendisi tarafından, kardeşleri olan davacılara 4’er dönüm yer verilmesine karar verildiğini, buna rağmen onlara 6’şar dönüm yer verdiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Davacı …, 11.09.2013 günlü duruşmada, temyize konu taşınmazın, kardeşleri olan davacı … ile dava dışı … tarafından satın alındığını beyan etmiştir. Dava dışı … ise 20.02.2013 günlü duruşmada, taşınmazın babaları … tarafından kendisi ve kız kardeşi olan davacı …’e satıldığını beyan etmiştir. Dosya arasında bulunan, davacı tarafın dayandığı 02.12.1975 tarihli “gayrimenkul satış senedidir” başlıklı senet fotokopisi incelendiğinde; senedin taraflarının … ile kendi adına asaleten, kızları … ve …’ye velayeten … (tarafların anneleri) olduğu, …’un “hudutlarını belirttiği taşınmazı, eşi … ile küçük kızları … ve …’ye 200.000 TL bedelle sattığını, parasını nakten ve peşinen aldığını” beyan ettiği anlaşılmaktadır. Mahallinde 09.04.2013 gününde yapılan keşifte dinlenen ve tarafların kardeşi olan davacı tanığı …, babaları …’nin söz konusu taşınmazı ölmeden önce anneleri … ile kız kardeşleri … ve …’ye sattığını, babalarının ölümünden bir süre sonra davalı …’in taşınmazı kullanmaya başladığını beyan etmiş, yine aynı keşifte dinlenen ve tarafların kardeşi olan davacı tanığı … da, kardeşi … ile benzer beyanda bulunmuştur. Dosya arasında bulunan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/218 Esas, 2000/221 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacılar … ve … (…) Dağlıer tarafından, davalı … aleyhine 14.07.1999 tarihinde müdahalenin men’i istemiyle dava açıldığı, davacıların dava dilekçelerinde, babaları …’den 02.12.1975 tarihli senetle satın aldıkları taşınmazı imar etmesi için davalıya kiraya verdiklerini ancak kira süresi sona ermesine rağmen davalının taşınmazı taraflarına teslim etmediğini ileri sürdükleri, mahallinde yapılan keşif sonucunda taşınmazın yerinin belirlendiği, yargılama sırasında tarafların anlaştığı, tarafların hazır olduğu 04.07.2000 günlü duruşmada davacıların “Kocaman beldesinde bulunan, babamızdan kalan 4’er dönüm yeri davalı bize ayrı ayrı verecek. Biz de davalının kullandığı yerdeki hakkımızdan vazgeçeceğiz” şeklinde beyanda bulundukları, davalının ise cevaben “Baba yeri tabir edilen yerden davacıların beyanındaki gibi ayrı ayrı 4 dönüm yer vereceğim. Buna karşılık, bu mahkeme dosyasında keşif yapılan yerden davacılar vazgeçecekler, bu şekilde anlaştık” şeklinde beyanda bulunduğu ve tarafların beyanlarının altını imzaladıkları, mahkemece yapılan yargılama sonunda, tarafların anlaşmaları doğrultusunda davadan vazgeçmiş sayılmalarına, baba yeri tabir edilen yerden davalının davacılara 4’er dönüm yer vermesine karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamından, davacı tarafın dayandığı 02.12.1975 tarihli senede ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/218 Esas, 2000/221 Karar sayılı dava dosyasına konu olup, tarafların anlaşmasıyla davalı …’e bırakılan yerin, temyize konu 205 ada 77 parsel sayılı taşınmaz olduğu anlaşıldığına ve taşınmaz davalı tarafından kullanıldığına göre, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.