Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2020/1409 E. 2020/3928 K. 01.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1409
KARAR NO : 2020/3928
KARAR TARİHİ : 01.10.2020

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın bozulmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi … tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Kanunu’nun Geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında, …. Mahallesi çalışma alanında bulunan 2084 parsel sayılı 882,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Hazineye ait yerlerden olduğu belirtilerek, üzerindeki zeytin ağaçlarının …’e ait olduğu şerhi ile tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro tespitinin iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 2084 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile zeytinlik vasfı ile … adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23.12.2019 tarih 2016/14461- 2019/8741 Esas, Karar sayılı ilamıyla; “çekişmeli taşınmazın ilk yapılan kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılma sebebinin araştırılmadığı, taşınmaz üzerindeki imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı ve bu tarihten itibaren davacı tarafça taşınmaz üzerinde ne şekilde tasarruf edildiği hususunda en önemli delil olan hava fotoğrafı incelemesinin yöntemince yapılmadığı, hava fotoğraflarını inceleyen orman ve ziraat mühendisi bilirkişilerin hava fotoğraflarını sadece taşınmazın orman vasfında olup olmadığı yönünden inceledikleri ve çekişmeli taşınmaz üzerinde imar ve ihyanın tamamlandığı yönünde değerlendirmeyi içeren soyut ve denetimden uzak ziraat mühendisi bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilerek, yeniden keşif yapılmak suretiyle toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca kadastro davalarının, lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılmasının gerekli ve yeterli olduğundan, taraf ehliyeti bulunmayan ve dilekçe ile hasım gösterilerek davaya dahil edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiş, bu kez bozma ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dava imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçiçi 8. maddesine dayalı olarak yapılan kadastro tespitine itiraz davası niteliğindedir. Kadastro Müdürlüğünden gönderilen cevabi yazıda, tesis kadastrosunun 766 sayılı Yasa uyarınca yapıldığı, bu nedenle tespit dışı bırakılan taşınmazların neden tespit dışı bırakıldığına dair belge düzenlenmediği bildirilmiştir. Taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda orman bilirkişisi ve zirai bilirkişi tarafından ortak olarak düzenlenen raporda, bölgede 1948 yılında yapılan orman tahdit çalışmaları neticesinde çekişmeli taşınmazın ve civarının orman tahdidi dışında bırakıldığı, 1978 yılında unutulmuş ormanların tahdit içine alınması için yapılan orman kadastrosunda da yine orman tahdidi dışında bırakıldığı, taşınmazın en yakın OS noktasına 150 metre uzaklıkta bulunduğu, 1958 tarihli memleket haritasının üretildiği 1943 tarihli hava fotoğrafından çalılık alanda kaldığı, 1976 tarihli memleket haritasında kuzey kısmının açık renkli tarım alanında, güney kesiminin üzerinde zeytin rumuzu bulunan zeytinlik alanda kaldığı, 1997 tarihli hava fotoğrafında parselin tamamının tarım alanı niteliğinde olduğu, arasında bir metre kot farkı bulunan iki terastan oluştuğu, 1.kısımda 35-40 yaşlarında 6 adet 5×5 metre aralıklarla dikilmiş zeytin, 2 adet 20-30 yaşlarında incir, 1 adet 50 yaşında incir ve 2 adet 10 yaşlarında elma ağacının, 2.kısımda ise 5×5 metre aralıklarla insan eliyle dikilmiş 40-45 yaşlarında zeytin ağaçlarının ve 2 adet de delice zeytinin bulunduğu, toprağının bakımlı ve temiz olup traktörle sürüm izlerinin bulunduğu ve çevresinde de toprak ve bitki örtüsü itibariyle aynı nitelikte zeytinlikler mevcut olduğu belirtilmiştir.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın, 1948 yılından itibaren yapılan orman tahdit çalışmalarının tamamında orman sınırları dışında kalan yer olduğu, bu haliyle artık orman sayılmayan yer olup imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olabilecek yerlerden olduğunun kabulü gerektiği, yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile zirai bilirkişi raporu ve ekinde sunulan fotoğraflar birlikte değerlendirildiğinde, taşınmaz üzerinde kadastro tespitinin yapıldığı 2014 tarihinden geriye doğru davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından, davalı Hazinenin tüm temyiz itirazlarının, tespit maliki olmayan … Büyükşehir Belediye Başkanlığının sair temyiz itirazlarının reddi ile yalnızca taraf ehliyeti bulunmayan ve dilekçe ile hasım gösterilerek davaya dahil edilen Büyükşehir Belediyesi yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi yönünde hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bölgede kesinleşmiş orman tahdidinin bulunduğu gözden kaçırılmak suretiyle araştırma ve incelemeye yönelik bozulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23.12.2019 tarih 2016/14461- 2019/8741 Esas, Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün az yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 01.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.