YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/10554
KARAR NO : 2021/2317
KARAR TARİHİ : 10.03.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ….İlçesi… Mahallesi çalışma alanında bulunan 190 parsel sayılı 137.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 13.07.1992 tarihinde hükmen … ve müşterekleri adına tescil edildikten sonra, sırasıyla hükmen ifrazla 1719, 1720 ve 1721 parsel numaralarıyla; 1719 parsel sayılı taşınmaz ifrazla 2357 ve 2358 parsel numaralarıyla; 2357 parsel sayılı taşınmaz ise uygulama kadastrosu sonucunda 433 ada 20 parsel numarasıyla ve 129.137,19 metrekare yüzölçümlü olarak davalı … ve müşterekleri adına payları oranında tapuya tescil edilmiştir. Davacı … ve arkadaşları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli 1719 (433 ada 20 parsel) sayılı taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle 19.02.2014 tarihinde dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 21.03.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile eşit payla davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde, bu nitelikteki davaların kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içinde açılabileceği hususu düzenlenmiştir. Kanunda öngörülen bu süre, hak düşürücü nitelikte olduğundan yargılamanın her aşamasında hakim tarafından re’sen dikkate alınması gereken maddi hukuka ilişkin bir dava şartıdır. Mahkemece çekişmeli 433 ada 20 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın geldisini oluşturan 190 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin hükmen kesinleştiği 13.07.1992 tarihi ile davanın açıldığı 19.02.2014 tarihi arasında yasada öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek esas yönünden değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.