Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2019/5395 E. 2019/9182 K. 27.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5395
KARAR NO : 2019/9182
KARAR TARİHİ : 27.12.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Yargıtay bozma ilamında özetle; “yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, öncelikle belirtmelik tutanağında uygulanan Hazineye ait 02.04.1964 tarih 885 sayılı tapu kaydının varsa haritası, tapu kaydı revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri, komşu parsellere revizyon gören tapu kayıtları ile taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca yapılan mera tahsis haritasının getirtilmesi, tüm deliller toplandıktan sonra sağ olmaları halinde belirtmelikte imzası bulunan bilirkişi, muhtar ve azalar da hazır edilerek taşınmaz başında komşu köylerden seçilecek elverdiğince yaşlı, taraflarla akrabalığı olmayan yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, belirtmelik tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişiler yardımı ile 02.04.1964 tarih 885 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak, hudutlarının zeminde tek tek göstertilmesi, gösterilen hudutların teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmesi, kaydın haritası varsa kapsamının haritasına göre, yoksa hudutlarının değişir nitelikte olduğu göz önüne alınarak miktarına göre belirlenmesi, tapu kaydı kapsamı belirlenirken söz konusu kaydın revizyon gördüğü parsellerin de nazara alınması, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte kim veya kimler tarafından ne suretle ve ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, belirtmelikte imzası bulunan bilirkişi, muhtar ve azalar sağ ise belirtmeliğin içeriği hususunda dinlenilmesi, bölgede mera tahsisi yapılmış ise tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanması, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılması, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığının duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmesi, taşınmazın mera tahsis haritası dışında kalması halinde belirtmelikte imzası bulunan bilirkişi, muhtar ve azalar sağ ise, yerel bilirkişi, tanıklar ve tespit tutanağı bilirkişilerden dava konusu taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınması, belirtmelik, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tespit tutanağı bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi aracılığıyla taşınmazın bizzat mahkemece görülüp gözlenmesi, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğunun ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmesi, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısının mukayese edilmesi, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tespitlerine esas alınan tespit ve belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiğinin incelenmesi, davalı olup olmadıklarının ve tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediğinin incelenip irdelenmesi, dava konusu taşınmazın, tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı ve mera olmadığı saptandığı takdirde, zilyetlik hükümlerine göre inceleme yapılması, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya elverişli, ayrıntılı, gerekçeli rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması ve kabule göre de; ortak miras bırakan … mirasçılarının payları 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25/1. maddesine göre belirlenerek, taşınmazın payları oranında mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gereğine ve davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümü uzman bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 17.855,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz olduğu halde; HUMK 74. maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle taşınmazın tamamının davacı taraf adına tesciline karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 130 ada 122 parsel sayılı taşınmazın 7 pay kabul edilerek eşit paylarla … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zaruridir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmaz üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; çekişmeli taşınmaz Nisan 1964 tarih 885 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak tespiti yapıldığı halde, tapu kaydının oluşum tarihine kadar davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmamış, komşu parseli mera olmasına rağmen mahkemece yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda komşu köyler halkından mahalli bilirkişi dinlenilmemiş, ziraat bilirkişi raporunda, komşu mera parseli ile arasında ayırıcı unsur olmadığı bitki örtüsü olarak benzerlikler gösterdiği, özel mülkiyete konu olmayan araziler gurubuna dahil olduğu belirtildiği halde, mahkemece bu rapora itibar edilmemiş, uyuşmazlığın çözümünde komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamış ve çekişmeli taşınmazlarla ilgili toprak tevzi evrakı getirtilmemiştir. Öte yandan, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazlara ait Nisan 1964 tarih 885 sıra numaralı tapu kaydının oluşum tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları ile taşınmaza komşu durumunda bulunan taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanakları ve çekişmeli taşınmazla ilgili toprak tevzi evrakı getirtilerek dosya ikmal edilmeli, daha sonra mahallinde tarafsız, taşınmazın 1964 yılından önceki durumunu bilebilecek yaşta ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın kime ait olduğu, öncesinde kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, öncesinin mera, yaylak, kışlak ya da genel harman yeri olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; toprak tevzi komisyonu evrakı ve haritası mahallinde uygulanmalı, kapsamları tespit edilmeli; taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve ne şekilde devam ettiği hususu tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, davalı Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 1964 tarihine kadar davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 46/1. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; taşınmazın görüntüsü ile komşu mera parseli aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, teknik bilirkişiden toprak tevzi komisyonu dağıtım haritası ile kadastro paftasını çakıştırmalı şekilde gösteren, aynı harita üzerinde zemindeki kullanım durumu işaretlenmiş ayrıntılı rapor alınmalı ve keşfi takibe imkan verir, kayıt uygulamasını ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli; önceki tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen bölümün neye göre belirlendiği, davacıların talebinin taşınmazın tamamın yönelik mi yoksa (A) harfi ile belirtilen bölüme yönelik mi olduğu kesin olarak belirlenmeli; 3 kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarının da yer aldığı, taşınmazı komşu parsellerle birlikte ele alan, mera ile ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını ve taşınmazın öncesini ve mevcut niteliğini açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, mera parseli ile aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.