Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2019/4352 E. 2019/8383 K. 12.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4352
KARAR NO : 2019/8383
KARAR TARİHİ : 12.12.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu,… İlçesi Leylekpınar Mahallesi çalışma alanında bulunan 79 ada 13 parsel sayılı 59.360 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu ve vergi kaydı nedeniyle Hacı Korkut adına tespit ve tescil edildikten sonra, 30.06.2000 tarihinde satın alma nedeniyle … adına tescil edilmiştir. Aynı yer çalışma alanında bulunan 79 ada 29 parsel sayılı 32.461,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, hükmen … ve müşterekleri adına 1999 tarihinde tescil edilen 79 ada 20 sayılı parselden ifraz edilerek … ve … adına tescil edilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazların dere yatağı olduğu iddiasına dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tespit sırasında dere yatağı vasfında olmadığı, daha sonraki bir tarihte derenin yatak değiştirmesi sonucu dere yatağı vasfına dönüşmesinin davalı tarafın mülkiyet hakkını sona erdirmeyeceği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; tespite esas alınan tapu ve vergi kayıtları uygulanıp, fen bilirkişisinden tapu ve vergi kayıtlarının sınırlarını haritasında göstermesi istenmemiş, tek jeolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporda taşınmazların dere yatağı niteliğinde olup olmadığı yönünde ayrıntılı bir değerlendirme yer almadığı halde bu rapora itibar edilmiş, ziraatçı bilirkişiden rapor alınmamış, davalı tarafın dayanağı olan Ağrı Kadastro Mahkemesi’nin 1995/44 Esas ve 1998/35 Karar sayılı ilamın krokisi uygulanarak çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiş ve bu ilamın taraflar yönünden kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı tartışılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazların tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları, çekişmeli taşınmazlar hakkında alınmış kamulaştırma kararı var ise kamulaştırma haritası, taşınmazlara komşu 79 ada 17, 23, 26, 30, 32 ve 41 parsel sayılı taşınmazların tesisinden itibaren tüm tedavülleri, tutanak örnekleri ile dayanakları olan kayıtlar, çekişmeli taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kayıtları tesisinden itibaren getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ve bir tanesi jeodezi veya fotogrametri uzmanı olan 3 harita mühendisinin katılımı ile yeniden keşif icra edilmelidir. Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan; tespit dayanağı tapu ve vergi kaydının mevki ve sınırları hakkında bilgileri sorulmalı, dava konusu taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmazların dere yatağı olup olmadıkları ve derenin yatak değiştirip değiştirmediği, taşınmaz içerisinde fiilen kullanılmakta bulunan kanal ve yol mevcut ise bu kanal ve yolun ne zaman açıldığı, kadim yol niteliğinde olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazların hangi bölümünde hangi bitki örtüsünün hakim olduğunu, taşınmazlar içerisinde fiilen kullanılan kanal ve yol bulunup bulunmadığını, taşınmazların imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğini, dere yatağı niteliğinde olup olmadıklarını, dere yatağından kazanılıp kazanılmadıklarını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadıklarını, aktif dere yatağında kalmıyorlarsa derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadıklarını bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, fotoğraflarla desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; harita mühendisi bilirkişi kurulundan, tespite esas tapu ve vergi kaydının revizyon gördüğü parselleri komşularıyla birlikte gösterir tarzda tanzim edecekleri harita üzerinde açıklanan mevki ve sınırlar ile tapu ve vergi kaydının varsa haritasına göre kapsamını göstermeleri istenmeli, tespite esas alınan tapu ve vergi kaydının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, yine Ağrı Kadastro Mahkemesi’nin 1995/44 Esas ve 1998/35 Karar sayılı ilamın krokisi ve kamulaştırma haritası ile çekişmeli taşınmazların paftasının çakıştırılması suretiyle taşınmazların aynı yer olup olmadığı hususunda rapor alınarak, dava konusu taşınmazlar ile söz konusu ilamda geçen taşınmazın aynı yer olduğunun anlaşılması halinde taraflar arasında her iki parsel yönünden de kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı hususları irdelenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.