Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2019/3617 E. 2019/8978 K. 26.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3617
KARAR NO : 2019/8978
KARAR TARİHİ : 26.12.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1981 yılında yapılan kadastro sonucu …Mahallesi çalışma alanında bulunan 109 ada 6, 110 ada 2 ve 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle … adına tespit ve tescil edildikten sonra intikal nedeniyle … ve müşterekleri adına tescil edilmiş; … Mahallesi çalışma alanında yapılan ve 1997 yılında kesinleşen kadastro sonucu, 101 ada 1, 102 ada 1, 2, 3, 4, 5, 10, 12, 61, 105 ada 1, 2 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar, tapu kaydı nedeniyle ….ve müşterekleri adına tespit ve tescil edildikten sonra intikal nedeniyle … ve müşterekleri adına tescil edilmiş; aynı çalışma alanında bulunan 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle…. adına tespit ve tescil edilmiş;…Mahallesi çalışma alanında yapılıp 2007 yılında kesinleşen kadastro sonucu, 110 ada 12 ve 111 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle … adına tespit ve tescil edildikten sonra satış nedeniyle … adına tescil edilmiş ve aynı çalışma alanında bulunan 105 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle …adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka dayanarak 29.05.2015 tarihinde tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Çallı Mahallesi 109 ada 6, 110 ada 2 ve 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar ile Samsun Mahallesi 101 ada 1, 102 ada 1, 2, 3, 4, 5, 10, 12, 105 ada 1, 2 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Çekişmeli, …. Mahallesinde bulunan 105 ada 10 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Taşınmazın kadastro tespiti 26.07.2007 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. Davacı, 29.05.2015 tarihli dava dilekçesi ile kadastro tespitinden önceki nedene dayanarak dava açtığına göre davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içinde açıldığı kuşkusuzdur. Ancak, bu nitelikteki davalarda husumetin tapu kayıt malikine yöneltilmesi zorunludur.
Somut olayda, … Mahallesinde bulunan 105 ada 10 parsel sayılı taşınmaz, dava tarihi itibariyle … adına tapuda kayıtlı olduğu halde dava, diğer dava konusu taşınmazların kayıt malikleri … ve arkadaşlarına husumet yöneltilerek açılmıştır. Mahkemece, bu taşınmaz yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, sonuç itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin “husumet yokluğu nedeniyle reddine” şeklinde düzeltilerek 105 ada 10 sayılı parsele ilişkin hükmün, gerekçesi DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,
3- Dava konusu … Mahallesi çalışma alanında bulunan 110 ada 12 ve 111 ada 15 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Dosya içeriğinden, … Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmazların askı ilanının 27.06.2007-26.07.2007 tarihleri arasında yapıldığı, kadastro tutanak örnekleri ile tapu kayıtlarına göre bu taşınmazlara ait tespitlerin 27.07.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın açılabileceği son tarih 26.07.2017 tarihidir. Davacı taraf davasını 29.05.2015 tarihinde açtığına göre, 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin dolmamış olduğu anlaşılmakla, mahkemece bu taşınmazlar hakkındaki davaya ilişkin olarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, bildirdikleri delilleri toplanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 110 ada 12 ve 111 ada 15 sayılı parseller yönünden BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.