YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/285
KARAR NO : 2019/2174
KARAR TARİHİ : 27.03.2019
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sonucu … Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacılar … ve … adına kayıtlı bulunan eski 577 parsel sayılı 11.760,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 112 ada 26 parsel numarası ile 11.504,80 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı … adına kayıtlı bulunan eski 578 parsel sayılı 4.920,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 112 ada 24 parsel numarası ile 5.023,88 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar … ve … kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünde eksilme meydana geldiği ve bu eksilmenin davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 25.02.2015 havale tarihli rapora ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 160,93 metrekarelik bölüm ile (C) harfi ile gösterilen 2.25 metrekarelik bölümün davalıya ait 112 ada 24 parsel sayılı taşınmazdan ayrılarak davacılar adına kayıtlı 112 ada 26 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle bu taşınmazın yeni yüzölçümünün 11.667,98 metrekare olarak ve davalı adına kayıtlı 112 ada 24 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün ise 4.860,70 metrekare olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle
mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Somut olayda; mahkemece, 25.02.2015 havale tarihli rapora ekli krokide (A) ve (C) harfi ile gösterilen bölümlerin, tesis kadastro sırasında davacıya ait parsele dahilken uygulama kadastrosu sırasında davalıya ait parsel içinde ölçüldüğü gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir. Mahkemece tesis kadastrosu sırasında tanzim edilen ölçü krokisi, hesap cetveli, ölçü çizelgesi ve yukarıda belirtilen şekilde ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) ve hava fotoğrafları getirtilmeden keşif yapılmıştır. Hükme esas alınan fen bilirkişi raporu, eksik belgelere dayalı olarak tanzim edilmiş olması, ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) ve hava fotoğraflarının değerlendirmeye tabi tutulmamış olması nedenleriyle yetersizdir. Bu şekilde yetersiz araştırma ve incelemeyle karar verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle davacı ve davalıya ait taşınmazları bir arada gösteren ve tesis kadastrosu sırasında tanzim edilen ölçü krokisi, hesap cetveli, ölçü çizelgesi örnekleri ile yukarıda belirtilen şekilde ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) ve hava fotoğrafları getirtilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra harita mühendisi sıfatına sahip önceki keşfe katılan bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu, mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı, taraf taşınmazları arasında bir ırmak (hendek) bulunup bulunmadığı, varsa yatak değiştirip değiştirmediği sorularak varsa yerleri bilirkişilere işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, üç kişilik teknik bilirkişi kuruluna yukarıda ayrıntıları gösterildiği şekilde araştırma ve inceleme yaptırılarak denetime ve hüküm vermeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de, hükme esas alınan 25.02.2015 havale tarihli rapora ekli krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölüm, uygulama kadastrosu paftasına göre davacıya ait parsel içinde yer almasına ve aslında dava konusu olmamasına rağmen bu bölümün davacıya ait parsele eklenmesine karar verilmiş olması da isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.