Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2019/2378 E. 2021/5133 K. 09.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2378
KARAR NO : 2021/5133
KARAR TARİHİ : 09.06.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1979 yılında yapılan kadastro sırasında … İli Merkez … Köyü çalışma alanında bulunan 630 parsel numarası ve 2.800,00 metrekare yüzölçümü ile … adına tespit edilen taşınmazın, … Tapulama Mahkemesi’nin 01.06.1987 tarih, 1980/392 Esas ve 1987/36 Karar sayılı ilamı ile kayalık vasıfta olması nedeniyle 766 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince tapulama harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm 15.10.1987 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı …, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 630 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine vekili ile … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz, … Tapulama Mahkemesi’nin 01.06.1987 tarih, 1980/392 Esas ve 1987/36 Karar sayılı ilamı ile kayalık vasıfta olması nedeniyle 766 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince tapulama harici bırakılmasına karar verilmiş ve hüküm 15.10.1987 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğu halde, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren çekişmeli taşınmazın imar ihya edilip edilmediği, edilmiş ise dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamış, taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, sadece 1973 tarihine ait hava fotoğrafı temin edilerek jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden rapor alınmış ancak bu rapor, taşınmazın evveliyatını, kullanım süresini, niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını açıklamaktan uzak, son derece yetersiz olmasına ve sadece taşınmazın belirtilen tarihte bakımlı olduğu ve işlendiğinin belirtilmesiyle yetinilmesine ve sözü edilen Tapulama mahkemesi ilamında taşınmazın niteliğine ilişkin tespitiyle çelişmesine rağmen, yeniden belirtilen hususları açıklayan denetime elverişli rapor alınmamış, taşınmazın niteliğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin tespiti yönünden ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun hüküm vermeye elverişli olmayan yetersiz, soyut içerikli ve yine Tapulama Mahkemesi ilamıyla çelişen raporu ile yetinilmiş, bu hususta farklı üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı somut olarak ortaya konulmadan yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazın dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü’nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulduktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, önceki keşfe katılan bilirkişilerden farklı üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, yine önceki keşfe katılan bilirkişiden farklı jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğunu, kimden intikal ettiğini ve ne şekilde kullanıldığını, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği hususlarında önceki tarihli ziraatçi bilirkişi kurulu raporunu da irdeler şekilde tarımsal niteliğini açıklayan, taşınmazın komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ile dosya arasında bulunan hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aletiyle incelenmesi yaptırılarak, taşınmazın sınırlarını ve niteliklerini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; böylelikle Tapulama Mahkemesi kararının kesinleştiği 1987 yılından dava tarihine kadar davacı yararına iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, dava, 4721 sayılı TMK’nın 713/1. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, sadece tescil hükmü kurulması ile yetinilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde iptal tescil hükmü kurulması ve yasal hasım konumundaki davalılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.