Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2019/2286 E. 2019/4100 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2286
KARAR NO : 2019/4100
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … İlçesi, … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 102 ada 60 parsel sayılı 11.046,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, harici taksim, satış ve zilyetlik nedeniyle müştereken …, … ve … adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazın mera olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, temyize konu 102 ada 60 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, 19.02.2015 tarihli ek bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 4.066,03 metrekarelik kısmın ifraz edilerek yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle 3402 sayılı Yasa’nın 16/B maddesi uyarınca mera vasfıyla kamu orta malı olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına, taşınmazın geri kalan 6.980,20 metrekarelik kısmının aynı ada parsel numarası ile davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı …, temyize konu 102 ada 60 parsel sayılı taşınmazın köyün merası olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Davalılar, dava konusu taşınmazın mera olmadığını, 01.07.1980 tarih, 2 sıra, 1 cilt, 2 sahife numaralı tapu ile adlarına kayıtlı olduğunu, ayrıca kendi zilyetliklerinde bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, keşifte dinlenilen tanıklar ile komşu köylerden tespit edilen mahalli bilirkişilerin, 102 ada 60 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının mera olduğunu beyan ettikleri, yine tespite esas davalıların tapusunun taşınmazın bir kısmına uyduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, çekişmeli 102 ada 60 parsel sayılı taşınmazın hükme esas 19.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.066,03 metrekarelik kısmının mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Davalılara ait 01.07.1980 tarih, 2 sıra numaralı tapu kaydının evveliyatının afet kadastrosu nedeniyle oluşan 10.06.1964 tarihli tapudan geldiği, daha sonra 2007 yılında yapılan kadastroda da dava konusu 102 ada 60 parsel sayılı taşınmazın bu tapu kaydına istinaden davalılar adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece keşif sonrası alınan 25.12.2014 tarihli fen bilirkişi ek raporunda, davalılara ait tapu kaydının haritası dava konusu taşınmaza uygulanmış ise de, hükme esas alınan 19.02.2015 tarihli son ek raporda bu harita ile kadastro paftası çakıştırılarak kaydın kapsamı gösterilmemiş ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilen (A) bölümünün tamamının bu kaydın kapsamı dışında kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, öncelikle dava konusu 102 ada 60 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel tutanak, dayanak ve varsa kesinleşme şerhli mahkeme ilamları getirtilmeli, çevresinde mera parseli olup olmadığı belirlenmeli, sonra çekişmeli taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı, komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, orman mühendisi ve 3 ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılmalı, fen bilirkişisince davalılara ait tespite esas kaydın haritası dava konusu taşınmaza uygulanarak, mera olarak sınırlandırılmasına karar verilen temyize konu (A) bölümünün bu harita kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, bu harita kapsamında kalan yer hakkında 2. kez yapılan mükerrer kadastronun 3402 sayılı Yasa’nın 22/1. maddesi gereğince tüm sonuçlarıyla hükümsüz olacağı göz önünde bulundurulmalı, bu kaydın kapsamı dışında kalan yer hakkında ise mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı, hangi tarihten beri ve ne şekilde, kim veya kimler tarafından kullanıldığı, komşu parseller ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı gibi hususlar tek tek sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, gerek bu keşifte alınan beyanlar arasında, gerekse bu beyanlarla ilk keşifte alınan beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, keşfe katılacak 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın niteliğini, mera olup olmadığını bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu parsellerden nasıl ayrıldığını açıklayan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın doğu sınırında bitişik orman parseli bulunması nedeniyle orman bilirkişisinden, taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilen bölümünün ormanın devamı niteliğinde olup olmadığını belirleyen rapor alınmalı, bundan sonra mahkemece tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar …, … ve … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.