Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2019/1884 E. 2021/4505 K. 31.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1884
KARAR NO : 2021/4505
KARAR TARİHİ : 31.05.2021

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, öncelikle denetime veri teşkil edecek eski tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, ortofoto, tesis kadastrosu haritası, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar ile varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunun denetlemesinin istenmesi, fen bilirkişi raporunda tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği hususlarının belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 109 ada 28, 29 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı …, uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını, eksikliğin komşu 109 ada 29 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Davalılar davaya cevap vermemişler, dahili davalı … ise, taşınmazların sınırlarında bir değişiklik olmadığını, davayı kabul etmediğini beyan etmiştir. Mahallinde yapılan keşifler sonucunda aldırılan teknik bilirkişinin 22.05.2015 tarihli raporunda, davacı adına kayıtlı taşınmazın tesis kadastrosu sınırları, uygulama kadastrosu sınırları ile davacının zemindeki kullanım sınırlarının neresi olduğu gösterilmiş; 17.12.2018 tarihli teknik bilirkişi raporunda ise, dava konusu taşınmazlara ait tesis kadastrosu sınırları ile uygulama kadastrosu sınırlarının çakışmadığı, davacının zemindeki kullanım sınırları ile uygulama kadastrosu sınırları aynı olup, dosya arasında bulunan hava fotoğraflarından da bu hususun anlaşıldığı, davacı adına kayıtlı taşınmazın tesis kadastrosu sınırları içerisinde kalan bir bölümünün zeminde kullanılmayan hali alanda kaldığı belirtilmiştir. Mahkemece, davacı adına kayıtlı 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki yüzölçümü farkının hesaplama tekniğinden kaynaklandığı, taşınmazın dosya arasında bulunan hava fotoğraflarındaki sınırları ile uygulama kadastrosu sınırlarının örtüştüğü, davacının zemindeki kullanımının da uygulama kadastrosu sınırları ile aynı olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli değildir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, dava konusu taşınmazlara ait tesis ve uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen orijinal ölçü krokisi, hesap ve ölçü cetvelleri, uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen ada raporu getirtilmemiş, yine taşınmazların tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına alınmamış, her ne kadar 17.12.2018 tarihli teknik bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosunun yapıldığı 1978 yılına ait hava fotoğrafları üzerinde, taşınmazların tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin çakıştırıldığı belirtilmiş ise de buna ilişkin kroki rapora eklenmemiş, tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını, tesis kadastrosunun gerçek sınırları yansıtıp yansıtmadığını, uygulama kadastrosunda bir hata bulunup bulunmadığını, davacı adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümündeki farkın hangi sebepten kaynaklandığını açıklamaktan uzak ve yetersiz olan teknik bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara ait tesis ve uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen orijinal ölçü krokisi, hesap ve ölçü cetvelleri, uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen ada raporu getirtilmeli, yine taşınmazların tesis kadastrosunun yapıldığı 1978 yılına en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına alınmalı, harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi heyeti eliyle önceki bozma ilamında belirtilen ve yukarıda bahsedilen hususları da irdeler şekilde inceleme ve araştırma yapılmalı, davacının açıkça 109 ada 29 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazları dava konusu ettiği gözetilerek, araştırma özellikle davacı adına kayıtlı taşınmaz ile 109 ada 29 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların müşterek sınırlarına ilişkin olarak yapılmalı, tarafların keşif sırasında hazır bulunmaları halinde zeminde ortak sınırlar üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.