Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/975 E. 2018/6350 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/975
KARAR NO : 2018/6350
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan … çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümünün, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak muris… mirasçıları adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. … Mahkemesine açılan dava, çekişmeli taşınmaz bölümü hakkında tutanak düzenlenmemesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleriyle gösterilen 65,74 ve 130,46 metrekare yüzölçümündeki çekişmeli taşınmaz bölümlerinin muris … mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesi gereğince, tarafların dava ehliyetine sahip olup olmadıklarının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Davacı …, … çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün esasen yol vasfında olmadığını, babası muris … tarafından dava dışı üçüncü kişilerden satın alınarak tarım arazisi şeklinde kullanıldığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmaz bölümünün muris … mirasçıları adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Muris…’un ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve davacının da tereke adına talepte bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunan bir taşınmazda, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin 4721 sayılı Yasa’nın 640. ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Hal böyle olunca, davacı tarafa, muris …’un tüm mirasçılarının davaya katılımlarının veya muvaffakatlarının sağlanması veya terekeye temsilci atanması için yöntemine uygun şekilde süre ve imkan tanınmalı, bu suretle aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde işin esasına girilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekirken söz konusu ilanların yapılmamış olması da isabetsiz olup, davalı … temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 05.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.