Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/892 E. 2020/4645 K. 23.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/892
KARAR NO : 2020/4645
KARAR TARİHİ : 23.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, çekişmeli taşınmazın komşu parsel tutanaklarının getirtilerek çekişmeli taşınmazın yönünü ne gösterdiklerinin belirlenmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK’nın 243 ve 244. maddeleri gereğince usulüne uygun olarak davetiye ile keşif mahalline çağrılması, ham toprak niteliğiyle tespit ve tescil edilen taşınmazın ne şekilde davacıya intikal ettiğinin, dava konusu yerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının ve zilyetliğin başlangıç ve süresinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, taşınmazın, davacının dedesinden babasına ve babasından da davacıya ne şekilde intikal ettiği, her ikisine ait terekenin tüm mirasçılarının katılımı ile yöntemine uygun bir biçimde paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise dava konusu yerin davacıya düşüp düşmediği hususlarının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde yerel bilirkişi ve tanıklara sorular yöneltilmek suretiyle tespit edilmesi, daha önce keşfe götürülmeyen başka bir ziraat mühendisi veya yüksek mühendisinden tescili istenen taşınmaz bölümü ile çevresindeki taşınmazların toprak yapısı incelenmek suretiyle gerekçeli ve denetime açık rapor düzenlenmesinin istenilmesi, paylaşım tarihi gözetilerek bu tarihten itibaren davacının bağımsız 20 yıllık zilyetliğinin dolmamış olması halinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca muris ve tüm mirasçılar bakımından miktar araştırılmasının yapılması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 118 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının tapusunun iptali ile davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan 06.03.2015 tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden tespit tarihi olan 2008 yılından önce davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, hükme esas alınan tek kişilik ziraat bilirkişisi raporunda çekişmeli taşınmazın önceki niteliği, imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarih belirlenmemiş, taşınmazın değer hesabı ve güncel durumunun değerlendirilmesi ile yetinilmiştir. Öte yandan zilyetlik araştırması yapılırken, taşınmazın niteliğinin üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin belirlenmesinde en önemli delil hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, keşfe fotoğrafçı götürülmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilerek dosyaya eklenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının farklı dönemlerde çekilmiş en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü’nden dosya arasına getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu taşınmazın sınırını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın konumunu hava fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmeli; ziraatçı bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi beyanlarını denetlemeye elverişli, komşu parselleri de gösterir şekilde krokili rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek tespit tarihine kadar davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.