Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/654 E. 2020/5351 K. 18.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/654
KARAR NO : 2020/5351
KARAR TARİHİ : 18.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, dava dilekçesinin ekindeki krokiye göre … İli … İlçesi Karapınar Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan 93.939,76 metrekarelik taşınmaz hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmış ve yargılama sırasında davasını 94.400,39 metrekarelik alan olarak ıslah etmiştir. Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 04.04.2014 tarih ve 2014/944 Esas, 2014/3891 Karar sayılı ilamı ile; “kadastro çalışmalarının hangi tarihte kesinleştiğinin ve davacının senetsizden kazanımı bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, kanunun öngördüğü ilanların usulüne aykırı olarak keşiften önce yapıldığı, komşu parsellerin dayanaklarının getirtilmediği, stereoskopik incelemeye esas harita ve fotoğrafların celp edilerek üzerlerinde fotogrametri uzmanınca inceleme yapılmadığı, ayrıca mahkeme gözleminin bilirkişi tespitleri ile çelişkili olduğu, rapora ekli fotoğraflarda kayalıkların göründüğü belirtilerek öncelikle 6360 sayılı Kanun uyarınca ilgili belediyeler davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, sonrasında usulüne uygun şekilde keşif yapılarak anılan eksikliklerin giderilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 11.10.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda (C, E, E1, E2 ve F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; aynı raporda (A, B, D ve D1) ile gösterilen taşınmaz bölümleri bakımından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Hükmüne uyulan ve yukarıda özetlenen bozma ilamında, komşu parsel tutanaklarının getirtilerek incelenmesi, taşınmaza ait hava fotoğrafları ve haritalar üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulunca inceleme yaptırılması gereğine değinildiği halde, komşu parsel tutanakları ve dayanağı belgeler dosya arasına alınmamış, hava fotoğrafı incelemesi yöntemine uygun şekilde yapılmamış, bozma ilamında dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi döneme ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafı üzerinde üç kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu tarafından inceleme yaptırılması gereğine değinilmesine rağmen, hava fotoğrafı incelemesi, bu konuda uzman olup olmadıkları anlaşılamayan fen, harita mühendisi bilirkişiler tarafından dava tarihine göre taşınmazın niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarında kanaat vermeye elverişli döneme ait tek (1985 yılı) hava fotoğrafı üzerinde yaptırılmış olup, böylelikle bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda davalılar tarafından temyize konu edilen ve 11.10.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda (C, E, E1, E2 ve F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, komşu parsel tutanakları ile dayanağı kayıt ve belgeler ilgili Kadastro Müdürlüğü’nden getirilmeli, dosya arasına getirtilip incelenen 1985 yılı hava fotoğrafında taşınmaz bölümlerinin kısmen ekili dikili göründüğünün belirtilmiş olması karşısında, dava tarihine göre 20 yıl öncesine tekabül eden 1992 yılı ile 1985 yılı arasında başkaca hava fotoğrafının bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve bulunması halinde dosyaya celbedilmeli, dosya bu şekilde tekemmül ettirildikten sonra, jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu tarafından hava fotoğrafları ve haritalar incelenmek suretiyle çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafı ve haritaların ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümlerinin niteliklerini, imar-ihyaya konu olup olmadıklarını, olmuşlarsa imar-ihyalarına en erken ne zaman başlanıldığını ve hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz bölümlerinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliklerine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemeleri istenilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; davacı taraf, dava dilekçesine kroki de eklemek suretiyle açıkça ve sadece Taşlık-4 olarak gösterilen 93.939,76 metrekarelik tescil harici alan hakkında dava açmış olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.06.2011 gün ve 2011/1-364-453 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, ıslahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olup, hakkında dava açılmayan bir yerin ıslah yoluyla dava kapsamına dahil edilmesi mümkün bulunmadığı halde, davacı tarafça başlangıçta davaya konu edilmemiş ve ıslah yoluyla dahi dava konusu haline getirilmesi mümkün bulunmayan Taşlık-5 ile gösterilen alan içerisinde kalan, hükme esas alınan 11.10.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken bu bölüm yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.