Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/5700 E. 2021/3459 K. 08.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5700
KARAR NO : 2021/3459
KARAR TARİHİ : 08.04.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmesi, dayanılan kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediğinin sorulup saptanması, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve komşu taşınmazları, 4342 sayılı Yasaya göre mera olarak tespit edilen bütün taşınmazları bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlarının getirtilmesi, daha sonra yöreyi iyi bilen komşu köyler halkı arasından seçilecek yerel ve uzman bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıkları ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılması, dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanması, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulması, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellerin dayanak kayıtları ile kayıt bulunamaması halinde tutanak içerikleriyle denetlenmesi, uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkan verecek şekilde rapor alınması, böylece dava konusu taşınmazların davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının duraksamasız saptanılması, dava konusu taşınmazların kayıtların kapsamı dışında kaldığının saptanması durumunda kadim mera olup olmadığının belirlenmesi, mera olmadığının belirlenmesi durumunda zilyetlik araştırmasının yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 110 ada 87 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kayıt sınırları içerisinde kaldığı ve davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacıdan, dosyaya sunduğu tapu kayıtlarından hangi tapu kaydına dayandığı sorulup açıklattırılmamış, söz konusu tapu kayıtlarının ifrazen oluşup oluşmadığı araştırılmamış, ifrazen oluşmuş ise ifraz kayıtları getirtilmemiş, tapu kayıtları mahallinde yöntemine uygun bir şekilde uygulanmamış, davacı ile tapu kayıt malikleri arasında akdi ve ırsi ilişki kurulmamış ve tapu kayıtlarının uymaması durumunda yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacı tarafa hangi tapu kaydına dayandığı hususu açıklattırılmalı, tapu kayıtlarının ifrazen oluşup oluşmadığı belirlenerek ifrazen oluşmuş ise ifraz evrakları ile var ise haritası getirtilmeli, çekişmeli taşınmaza ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ayrıca dava konusu taşınmaza komşu olan 117 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarda dahil tüm komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları celbedilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, yöreyi bilen, davada menfaati bulunmayan, komşu köylerden seçilmiş 3 kişilik yerel bilirkişi ile aynı yöntemle seçilmiş aynı köyde oturan 3 kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisi, ziraatçı bilirkişisi, jeolog bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte davacının dayandığı tapu kaydı, sınırları tek tek okunmak suretiyle uygulanarak çekişmeli taşınmazın tapu kayıt kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın tapu kayıt kapsamı dışında kalması durumunda, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan (kadim) mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın ve çevresinin fiziksel görünümüne ve taşınmazın niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa aynen yansıtılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini, üzerlerindeki bitki örtüsünü ve varsa ağaçların cinslerini ve yaşlarını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmaz bölümlerinin her yönünden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, uydu ve hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazın önceki durumunu, niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsadıkları alanları gösterir şekilde krokili rapor aldırılmalı; komşu taşınmazların varsa oluşumundaki dayanak kayıt ve belgeler uygulanmak suretiyle davaya konu taşınmazların bulunduğu sınırı ne olarak okudukları belirlenmeli; jeolog bilirkişisinden, taşınmazın niteliğinin ne olduğu, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen dere yatağında kalıp kalmadığı ve derenin aktif etki alanında bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; tapu kaydının taşınmazı kapsadığının belirlenmesi halinde tapu kayıt malikleri ile davacı arasında akdi ya da ırsi ilişki bulunup bulunmadığı araştırılmalı; tapu kaydının taşınmaza uymadığının ve taşınmazın kadim mera olmadığının anlaşılması halinde davacı adına belgesiz zilyetlik yoluyla tescil edilen taşınmazlar göz önüne alınarak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde sulu ve kuru araziden edinilebilecek taşınmaz sınırı da gözetilmek suretiyle, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.