Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/558 E. 2020/4294 K. 14.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/558
KARAR NO : 2020/4294
KARAR TARİHİ : 14.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm vermeye yeterli olmadığı belirtilerek; davacı adına yapılan kadastro tespitine itiraz eden Hazinenin itirazı kadastro komisyonunca kabul edildiğine göre, tarafların iddia ve savunmasına ilişkin deliller toplanıp usulüne uygun keşif yapılmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 170 ada 16 parsel sayılı taşımazın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak eldeki davayı açmış olup, uyuşmazlık, tesbit tarihine kadar davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte alınan beyanlara göre, davacının davaya konu taşınmazı 1997 yılında …’den satın aldığı ve bu tarihten tespit tarihine kadar taşınmaz üzerinde malik sıfatıyla zilyet olduğu anlaşılmakta ise de, çekişmeli taşınmazın evveliyatının davalılara ait olup olmadığının ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinmek için gerekli 20 yıllık zilyetlik süresinin davacı … ile önceki bayii … lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekir. Ne var ki; bu konuda Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tespit tarihinden 20-25 yıl öncesi döneme ilişkin farklı evrelerde çekilmiş hava fotoğraflarından en az 3 adedi Harita Genel Müdürlüğü’nden dosya arasına getirtilmeli ve bundan sonra mahallinde, refakate alınacak yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, taşlık ve kayalık olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliği mevcut olup olmadığı, mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde tasarruf edildiği, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, davacının bayii …’ün taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığı ve bu kullanımın süresinin ne olduğu, varsa önceki bayiilerinin kim olduğu hususlarında somut olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, taşlık ve kayalık vasfında olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların cinslerinin ve yaşlarının ne olduğu hususlarını açıklayan önceki ziraatçi raporunu irdeler mahiyette, taşınmazın her yönünden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden, dava dilekçesinde kadastro komisyonu tarafından taşınmaz üzerinde bulunan evin kayalık zemin üzerine yapıldığı ve taşlık-kayalık yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle tespitin iptaline karar verildiği yönünde açıklamalarda bulunulduğu gözetilerek, taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, taşlık ve kayalık niteliğinde olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden dosyaya getirtilen hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerde taşınmazın niteliğinin ne olduğu, taşlık-kayalık vasfında olup olmadığı, imar-ihyayı gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü konularında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususu tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmek suretiyle, davacı yararına eklemeli zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.