Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/5539 E. 2018/8520 K. 28.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5539
KARAR NO : 2018/8520
KARAR TARİHİ : 28.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda Çobanlar Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 494 parsel sayılı 10.112,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, … tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca … sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın eşit hisseler ile … evlatları …, …, …ve …’ın kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak … adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare taşınmazın 1/4 hissesi dava tarihinden önce …’ya 6292 sayılı Yasa uyarınca satılarak adına tescil edilmiştir. Davacı …, dava konusu taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı … aleyhine açılan davanın reddine, dava konusu 104 ada 494 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yer alan zilyetlik şerhinin iptali ile bunun yerine, “229744/10112007 hissesi …’ın, 229744/10112007 hissesi …’ın, 229744/10112007 hissesi …’ın, 252802/1011207 hissesi …’nın ve 69173/10112007 hissesi …’ın işgalindedir.” şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ile dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün, davacının fiili kullanımında bulunduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı …, dava konusu 104 ada 494 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Dava konusu taşınmazın … tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca … sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın eşit hisseler ile … evlatları …, …, …ve …’ın kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak … adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare dava tarihinden önce taşınmazın 1/4 hissesi, şerh sahibi …’nın muvafakatı ile …’ya 6292 sayılı Yasa uyarınca satılarak adına tescil edilmiştir. Yine, Dairemizin 25.06.2018 tarih, 2017/689 Esas, 2018/4231 Karar sayılı ilamıyla dosya arasına alınan dava konusu taşınmaza ait güncel tapu kaydı incelendiğinde, taşınmazın 1/4 hissesinin de 01.08.2017 tarihinde şerh sahibi … adına 6292 sayılı Yasa uyarınca satılarak tescil edildiği, diğer şerh sahipleri … ile …’ın ise … Mal Müdürlüğü ile dava tarihinden önce 6292 sayılı Kanun uyarınca taksitli taşınmaz satış sözleşmesi yaptıkları, taksitleri ödemeye devam ettikleri, adı geçenlere ait hisselerin … üzerinde ipka edildiği anlaşılmaktadır. Satışla Hazinenin mülkiyetinden çıkmış olan taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilebilme olanağı kalmadığı gibi, taşınmazın bir üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle davacının şerhe yönelik talebinin zilyetlik tespiti istemi olarak görülme imkanı da kalmamıştır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esas hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.