Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/5174 E. 2018/8233 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5174
KARAR NO : 2018/8233
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi … tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
… sonucu … İlçesi, Narlıdere Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 2293 parsel sayılı 324,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı … tapu kaydına dayanarak tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 30.10.2017 tarih 2015/15434-2017/7218 Esas ve Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur,
Mahkemece, davacı tarafın dayandığı Mayıs 1336 tarih 9 sıra numaralı tapu kaydının hukuki değerini kaybettiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece mahallinde keşif yapılmaksızın, davacının dayandığı tapu kaydı yöntemince uygulanmadan tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve taşınmazdaki zilyetlik durumu belirlenmeden, tespit tutanağının edinme sebebindeki beyanlar dikkate alınmak suretiyle dosya üzerinden bu sonuca gidilmiştir. Oysa ki; 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-c maddesi gereğince tapunun hukuki değerini kaybettiğinden sözedebilmek için, öncelikle dayanılan tapu kaydının taşınmazı kapsaması ve taşınmaz üzerinde tapu kayıt maliki ya da mirasçıları haricinde üçüncü bir kişinin zilyet olması gerektiği gözden kaçırılmıştır. Doğru sonuca varabilmek için davacının dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren tedavülleriyle birlikte, komşu taşınmazlara ait tespit tutanakları varsa dayanağı kayıtları ile bilrikte getirtilmesi, ondan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında; davacının dayanağı tapu kaydının sınırları tek tek okunup, mahalli bilirkişi ve tanıklardan tapu kaydı sınırlarında okunan sınırları zeminde göstermelerinin istenilmesi, fen bilirkişi tarafından gösterilen sınırlar kroki üzerinde işaretlenmesi, bilirkişilerce gösterilemeyen hudutlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanması, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi ve bu şekilde dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmesi, daha sonra dava konusu taşınmazın kim tarafından neye istinaden ve ne zamandan beri zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması ve tapu kaydının hukuki değerini kaybedip kaybetmediğinin saptanması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken sehven onandığı anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 30.10.2017 tarih 2015/15434 – 2017/7218 Esas ve Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı karar düzeltme ve temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 25.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.