Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/5053 E. 2020/5630 K. 23.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5053
KARAR NO : 2020/5630
KARAR TARİHİ : 23.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “…mahkemece taşınmazın imar planına alındığı tarihten 20-25 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğraflarının ve memleket haritalarının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilmesi, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiye stereoskop ile inceleme yaptırılarak taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihten 20 yıl öncesindeki niteliğinin ne olduğu, ırmak yatağı olup olmadığı, tarım arazisi olarak kullanılan yer olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınması; komşu parsellerde mahkeme ilamı ile tescil edilen taşınmazlar var ise bunların ilam ve haritaları getirtilerek bundan sonra, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıkları ile 3 kişilik jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi ve kadastro fen bilirkişisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmaz başında yeniden yapılacak keşifte, uzman bilirkişilerden taşınmazın niteliği konusunda önceki raporları da irdeler şekilde ayrıntılı rapor alınması, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, taşınmazın ırmak yatağında kalıp kalmadığı, ırmağın yatak değiştirip değiştirmediği, ırmakta ıslah çalışmaları yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılıp taşınmazın ırmak yatağı olmadığı saptandığı takdirde, koşulların varlığı belirlenerek, taşınmazın hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığının, imar ihyanın hangi tarihte bittiğinin, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun tarımsal zilyetliğin hangi tarihte başladığının ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılması ve sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacılar yararına Kadastro Kanunun 14 ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, bir taşınmazın niteliğinin, imar-ihyaya konu edilip edilmediğinin ve imar-ihyaya konu edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihin belirlenmesinde en önemli delil hava fotoğrafı incelemesi olduğundan, dava tarihinden 20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafı üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi eliyle inceleme yaptırılması gerektiği halde, hava fotoğrafı incelemesi bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan orman mühendisi tarafından yapılmış ve böylelikle hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, ayrıca hava fotoğrafı incelemesi sonrası sunulan raporda 1976 yılı ve 1992 yılı hava fotoğraflarına göre çekişmeli taşınmazın çayın etki alanında kaldığı belirtilmesine rağmen, jeolog bilirkişi raporunda taşınmazın çayın aktif alanında kalmadığı, ziraatçi bilirkişi raporunda ise, taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu ve imar-ihyasının 1960’lı yıllarda tamamlandığı belirtilmekle, raporlar arasında taşınmazın niteliği ve çayın etki alanında kalıp kalmadığı hususlarında çelişki oluştuğu halde, bu çelişki üzerinde durulmamış, ayrıca önceki bozma ilamında 3 jeoloji mühendisi eşliğinde keşif yapılması gereğine değinildiği halde, tek jeoloji mühendisinden rapor alınmış ve taşınmaz bölümü üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı net olarak ortaya konulmadan hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının en az 3 adedi ve en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen,davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 1 fen bilirkişisi, 3 ziraat mühendisi ve 3 jeoloji mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, evveliyatı itibarıyla imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde, imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın sınırında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, taşınmazın çay yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve çayın etki alanında kalıp kalmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, evveliyatı itibarıyla imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içeren, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazın sınırları kabaca işaretlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, evveliyatının çay yatağı olup olmadığını, evveliyatı itibariyle çay yatağı vasfında ise tarım arazisi olarak ne zaman kullanılmaya başlanıldığını ve çayın aktif etki alanında kalıp kalmadığını, taşınmazın sınırlarını ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan, hava fotoğrafı incelemesi sunulan önceki raporun irdelendiği ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ile hava ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumunun gösterilmesi istenmeli; jeoloji mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın öncesinin çay yatağı olup olmadığı ya da çaydan kazanılıp kazanılmadığı ve halen aktif çay yatağında kalıp kalmadığı hususlarında, önceki jeolog raporunu irdeler ve çelişkileri giderir ve ayrıca kot farkını gösterir mahiyette rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, bilimsel esaslara göre hazırlanan teknik raporlar denetlenmeli; yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, iktisap edilebilmeleri için emek ve masraf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra, tespit tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiği dikkate alınmalı; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.