Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/4903 E. 2021/3545 K. 12.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4903
KARAR NO : 2021/3545
KARAR TARİHİ : 12.04.2021

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, yasal hasım niteliğinde bulunan, taşınmazın bulunduğu … Belediye Başkanlığı ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ nın davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması; komşu mahallelerde ikamet edip yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kaydının yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanması, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinin düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmesi, tapu kaydı sınırlarının sabit olup olmadığının üzerinde durulması, komşu parsellere ait tapu kayıtlarının da aynı ilkeler göz önünde bulundurularak uygulanması, taşınmazın kısmen ya da tamamen davalı taraf tapu kaydının kapsamında kalması halinde tapu kaydına itibar edilmesi, taşınmazın bir kısmının tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde ise, kapsam dışında kalan bölüm yönünden yerel bilirkişilerden taşınmazların öncesinin tüm köy halkının başlangıcı belli olmayacak bir zamandan beri (kadimden beri) sadece hayvan otlatmak sureti ile kullandığı kamu malı mera niteliğinde olup olmadığının sorularak belirlenmesi, kamu malı mera olmadığının anlaşılması halinde ise davalılar yararına zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleşip geçekleşmediğinin araştırılması, ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve diğer yönlerini açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazın her yönünden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması, 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 114 ada 11 parsel, 122 ada 13 ve 57 parseller ile 101 ada 34 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile dava konusu 122 ada 13 ve 57 parsel sayılı taşınmazlar ile 101 ada 34 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15.286,92 metrekarelik bölümü ile 114 ada 11 parsel sayılı taşınmazın aynı tarihli raporda (C ) harfiyle gösterilen kısmının miras payları oranında … mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekili ile davalı … vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davacı, dava konusu taşınmazların murisleri …’e ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığını ve mirasçıların zilyet olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş olup mahkemenin, davacı tarafından delil olarak dayanılan tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uymadığı yönündeki tespiti doğrudur. Buna göre, ihtilafın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Davacının murisi … 1974 tarihinde vefat etmiş olup, terekesinin iştirak halinde mülkiyete tabi olduğu anlaşılmaktadır. Tespit tarihi olan 2006 tarihi itibariyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca belgesiz zilyetlik yoluyla iktisap edilebilecek taşınmaz miktarı aynı çalışma alanı dahilinde sulu toprakta 40 ve kuru toprakta 100 dönümü aşamaz. Tereke iştirak halinde olduğundan, müşterek muristen intikal edip paylaşılmayan taşınmazlarda tereke adına edinilebilecek taşınmaz miktarı da 14. madde de yazılı miktarlarla sınırlıdır. Bu miktarın hesabında müşterek muris adına tespit edilen taşınmazlar ile mirasçılar adına muristen intikal hukuki sebebine dayanılarak tespit edilen taşınmazlar dikkate alınacaktır. Mahkemece, muris … adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetlik yoluyla tespit ve tescil edilen taşınmaz miktarı araştırılmış, bozma ilamında da belgesizden muris adına 86.962.84 metrekare taşınmaz bulunduğu belirlendiği halde 100 dönüm hesabında nazara alınmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacıya 101 ada 34, 114 ada 11, 112 ada 13 ve 52 parsellerde ayrı ayrı tercih hakkı tanınmalı ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davacının dava dilekçesinde 101 ada 34 parselin 11.000 metrekarelik bölümüne ilişkin olarak tescil talebinde bulunduğu halde mahkemece talepten fazlaya hükmedilerek 15.286,82 metrekare yerin tesciline karar verilmeside isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.