Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/4603 E. 2021/2162 K. 09.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4603
KARAR NO : 2021/2162
KARAR TARİHİ : 09.03.2021

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davanın, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olduğu, Kadastro Müdürlüğü’nün 29.11.2011 tarih ve 2799 sayılı yazılarından, çekişmeli taşınmaz içerisinde yol olarak kullanılan ve krokisinde kırmızı ile boyalı bölüm bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca uygulama yapılarak 116 ada 8 nolu parsel olarak yenilemeye tabi tutulduğu ve yeni bir mülkiyet durumu ile geometrik durumun meydana geldiği ve anılan uygulamanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca 22.06.2011-21.07.2011 tarihleri arasında askıda kaldığı, bu süre içerisinde dava açılmadığı için uygulamanın kesinleştiği, buna göre tapuda yeni sicil kayıtlarının oluştuğunun anlaşıldığı, elatmanın önlenmesi davalarının taşınmazın aynına yönelik olup, doğrudan mülkiyet ile ilgili olduğu, genel mahkemede taşınmazın aynına ilişkin derdest bir davanın mevcudiyeti halinde, çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro işleminin kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği belirtilerek, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25, 26 ve özellikle 27. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine devredilmesine ve kadastroca düzenlenen tutanaklarla birleştirilerek işin esası bakımından bu mahkemece karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak verilen, Mahkemenin görevsizliğine ve hüküm kesinleştiğinde dosyanın 3402 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine devrine ilişkin karara istinaden dava dosyasının gönderildiği Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu “116 ada 8 sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, fen bilirkişisi tarafından tanzim edilen 03.05.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 233,392 metrekarelik kısmın yoldan terkini ile 116 ada 8 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, (A) harfi ile gösterilen 76,699 metrekarelik kısmın ise 116 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan tefriki ile köy boşluğu (yol) olarak tescil harici bırakılmasına, böylece taşınmazın 2.832,43 metrekare yüzölçümüyle tapuya tesciline” karar verilmiş; hüküm, davalılar … ve müşterekleri ile dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, dava konusu 116 ada 8 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olup, taşınmazda davacı … dışında başkaca paydaşların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Eldeki dava, niteliği itibariyle kayıt maliklerinin tamamının hukukunu ilgilendiren bir dava olduğundan, davaya, davacı dışındaki tüm paydaşların da katılması zorunludur. Aktif dava ehliyeti dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilerek hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, dava konusu 116 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kendisi dışındaki diğer tapu maliklerinin yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmeli, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesinden sonra ayrıca, dava konusu taşınmazın sınırında yol olması ve eldeki davanın, taşınmazın yol ile olan sınırına davalılar tarafından müdahale edildiğinin ileri sürülerek açılmış olması nedeniyle, davacıya davasını Hazineye de yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, böylelikle taraf teşkilinin sağlanması halinde işin esasına girilerek bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden ve yöntemince taraf teşkili sağlanmadan esasa girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.