Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/4300 E. 2018/5740 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4300
KARAR NO : 2018/5740
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVALILAR : …, …
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ..İlçesi, Oyacık Köyü çalışma alanında ve tapuda 1/2 payı davacı … adına kayıtlı bulunan eski 1 ve 3 parsel sayılı 46200 ve 66900 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 103 ada 1 ve 6 parsel numarasıyla ve 48.858,64 ve 66.963,43 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı … ve müşterekleri adlarına tapuda kayıtlı bulunan eski 2 parsel sayılı 8600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 103 ada 3 parsel numarasıyla ve 9.631,31 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı …, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazların sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalılara ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların komisyon yenileme tutanağı gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/2-a maddesinden kaynaklanan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Davacı …, eski 1 ve 3 parsel yeni 103 ada 1 ve 6 parsel sayılı taşınmazların sınırının yanlış belirlendiği iddiasıyla davalılar … ve … aleyhine dava açmış ise de; davacının paydaş olduğu dava konusu 103 ada 1 ve 6 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payına ..ş’in malik olduğu, yine dava konusu eski 2 parsel yeni 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalılar … ve … dışında H.. ve müştereklerinin de paydaş oldukları anlaşılmaktadır. Lehine düzeltme istenilen taşınmazlarda davacı ile birlikte paydaş olan başka malik bulunduğu gibi, aleyhine dava açılan taşınmazda davalılar dışında da paydaşların bulunduğu ve dava dilekçesi içeriğine göre de tüm paydaşlar yönünden istemde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle dava sonucunda verilecek kararla davada taraf olmayan diğer müşterek maliklerin hukuku da etkileneceğinden onların da davada taraf olması gerekir. Paylı (müşterek) mülkiyette bir paydaşın diğeri adına dava açma ya da savunma yetkisi olmadığı kuşkusuzdur. Taraf koşulu dava şartlarından olup, mahkemece bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına girilerek hüküm kurulması olanaksızdır.
Hal böyle olunca; mahkemece, davacıya diğer paydaşların da davaya katılımını sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, öte yandan davacı, taşınmazların yol ile olan sınırının da yol lehine kaydırıldığı iddiasına da dayandığına göre Hazine ve ilgili köy tüzel kişiliğinin de davaya dahil edilerek taraf teşkilindeki eksiklik tamamlanmalı ancak bundan sonra yargılamaya devamla tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
11.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.