Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/4158 E. 2019/5480 K. 20.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4158
KARAR NO : 2019/5480
KARAR TARİHİ : 20.09.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi … tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, temyize konu …/… Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı … ve paydaşları adına kayıtlı bulunan eski 2608 parsel sayılı 1.498,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 118 ada 7 parsel numarasıyla ve 1.343,66 metrekare yüzölçümlü olarak; yine tam paylı olarak davacı adına kayıtlı bulunan eski 2604 parsel sayılı 2.165,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 118 ada 8 parsel numarasıyla 2.065,63 metrekare yüzölçümlü olarak; Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan eski 2610 parsel sayılı 213,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 118 ada 10 parsel numarasıyla ve 218,99 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı …, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazının yüzölçümünün eksildiğini ve eksikliğin davalı Hazineye ait 118 ada 10 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını, yine kendisine ait 118 ada 8 parsel sayılı taşınmazın da yüzölçümünün küçüldüğünü öne sürerek, küçülmenin komşu hangi taşınmazdan kaynaklandığını belirtmeksizin dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 118 ada 7 ve 118 ada 10 parsellerin uygulama tutanakları gibi tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından davanın esasına ve vekalet ücretine ilişkin temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.04.2018 tarih, 2017/5979 Esas, 2018/2958 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, bu kez onama ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
1- Dava konusu 118 ada 7 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme ilişkin istemin incelenmesinde;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nm 141/3. maddesine göre “Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması” zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/c maddesi uyarınca gerekçenin; “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca haklarında verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olur. Bu ilkeler ışığında mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde, bu taşınmazlar hakkındaki davanın neden reddedildiği hususunda bir açıklamanın bulunmadığı, sadece davanın reddine dendiği, delillerin tartışılarak değerlendirmesinin yapılmadığı, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer almadığı ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı, dosyada yalnızca bir kez keşif yapıldığı ve keşif sonucunda düzenlenen fen bilirkişi raporunun temyize konu olmayan diğer taşınmazlar hakkında düzenlendiği görülmektedir. Bu haliyle, kararın gerekçe içermediği, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda dahi taşınmazların yer almadığı açık ve tartışmasız olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken bu hususların gözden kaçırılmak suretiyle onandığı anlaşılmaktadır.
2- Çekişmeli 118 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik talebin incelenmesinde; Davacı dava dilekçesinde, taşınmazdaki yüzölçümü eksikliğinin komşu hangi taşınmazdan kaynaklandığını belirtmeksizin, yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle Hazineyi davalı göstermek suretiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taşınmaza ait tutanak aslı istenmediği (temyiz incelemesi sırasında Dairemizce geri çevirme sonucunda dosya arasına getirtilmiştir) gibi, hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm de kurulmamıştır. Ayrıca keşif sonucunda fen bilirkişisinin bu taşınmaz hakkında rapor düzenlemediği anlaşılmaktadır. Diğer yandan, dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, bu tür davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir. Davanın kime yöneltilmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulabilmesi için, öncelikle mahallinde keşif ve uygulama yapılarak davacıya ait taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan azalmaların hangi nedenden kaynaklandığının uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince saptanmalı, ulaşılacak sonuca göre, davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin hesaplama yönteminden kaynaklandığının anlaşılması halinde, Hazineye husumet yöneltilerek davanın açılması yeterli görülmeli, davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin, komşu taşınmazlardan kaynaklandığının belirlenmesi halinde ise, komşu parsellerin maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacıya imkan verilmeli ve bu şekilde davacı tarafça Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf teşkilinin sağlanması halinde, davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Mahkemece açıklanan yönler göz ardı edilmek suretiyle ve taşınmaz hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup, bu nedenlere hükmün bozulması gerekirken sehven onanmış olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile temyize ve karar düzeltmeye konu 118 ada 7, 8 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki Dairemizin 26.04.2018 tarih ve 2017/5979 Esas, 2018/2958 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı karar düzeltme ve temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 20.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.