Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/3371 E. 2018/4869 K. 19.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3371
KARAR NO : 2018/4869
KARAR TARİHİ : 19.09.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVATÜRÜ:TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … İlçesi, … Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 356 parsel sayılı 2.907.651.79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve kadastro mahkemesi kararı ile ifraz edilerek 2886473 metrekare yüzölçümü ile aynı vasıfla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı … ve müşterekleri tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, davacı … ve müşterekleri irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, … Köyü 114 ada 356 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri …ve … tarafından düzenlenen raporda koordinatları belirtilen, (P1) ila (P16) işaretleri ile belirtilen kısımlarının tapularının iptaline, anılan raporda (Pl), (P2), (P3), (P4), (P5), (P6), (P7), (P8), (P9), (P10), (P11) ve (P12) işareti ile belirtilen taşınmazların her birinin 140/1680 payının davacılardan … oğlu …, 140/1680 payının davacılardan … oğlu …, 140/1680 payının davacılardan … oğlu …, 140/1680 payının davacılardan … oğlu …, 140/1680 payının davacılardan … oğlu …, 140/1680 payının davacılardan … oğlu …, 140/1680 payının davacılardan … kızı …, 140/1680 payının davacılardan … kızı …, 140/1680 payının davacılardan … kızı … adlarına, 70/1680 payının davacılardan … oğlu … ve 70/1680 payının davacılardan … kızı … adlarına, 35/1680 payının davacılardan … kızı … adına, 15/1680 payının davacılardan … oğlu …, 15/1680 payının davacılardan … kızı …, 15/1680 payının davacılardan … kızı …, 15/1680 payının davacılardan … kızı …, 15/1680 payının davacılardan … kızı …, 15/1680 payının davacılardan … kızı …, 15/1680 payının davacılardan … oğlu …, 28/1680 payının davacılardan … oğlu …, 28/1680 payının davacılardan … kızı …, 28/1680 payının davacılardan … kızı …, 28/1680 payının davacılardan … kızı …, 28/1680 payının davacılardan … kızı … adlarına, anılan raporda (P13), (P14), (P15) ve (P16) olarak işareti ile belirtilen taşınmazların her birinin 14/56 payının davacılardan … oğlu …, 14/56 payının davacılardan … kızı …, 8/56 payının davacılardan … oğlu …, 7/56 payının davacılardan … oğlu …, 7/56 payının davacılardan … oğlu …, 2/56 payının davacılardan … oğlu …, 2/56 payının davacılardan … kızı …, 2/56 payının davacılardan … oğlu … adlarına tesciline, tescil işleminin (P1) ila (P16) olarak işaretlenen taşınmaz parçalarının aynı adada verilen son parsel numaralarından sonra gelecek şekilde numaralandırılarak yapılmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece; dava konusu taşınmazın 1900’lü yılların başından bu yana tarım arazisi olarak kullanıldığı, 1943 yılında tapuya kaydının yapıldığı, daha sonra bölgede yapılan kadastro çalışmalarında tapu kaydının revizyon gördüğü, ancak dava konusu taşınmazın ham toprak vasfı ile belgesizden Hazine adına tescilinin yapıldığı, arazinin tapu kaydının bulunduğu, bir kısmında davacılar … Kösem mirasçılarının, bir kısmında da diğer davacıların zilyetliğinin bulunduğu gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacılar … ve müştereklerinin dayanağı olan Temmuz 1943 tarih ve 719 sıra numaralı tapu kaydı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 25.03.1943 tarih ve 208–144 numaralı ilamı esas alınmak suretiyle tescil edilmiş olup, bahsi geçen dosyanın davacısı İbrahim Değirmenci, … ve müşterekleri aleyhine … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde men’i müdahale davası açmış, davası mahkemece 14.09.1942 tarihinde reddedilmiş, hüküm Yargıtay incelemesinden geçerek 25.03.1943 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya kapsamından, davacıların dayanağı olan tapu kaydının tescil ilamı ile oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Dayanak tapu kaydı, usule aykırı şekilde, men’i müdahale davası sonucunda verilen red hükmü dikkate alınmak suretiyle bir şekilde oluşturulmuş olup, bu nedenle hukuki değerden yoksundur. Açıklanan nedenle davacı tapusuna itibar edilemez. Mahkemece bu husus göz ardı edildiği gibi, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetlik de kesin olarak belirlenmemiş, taşınnmazın imar-ihya edilip edilmediği üzerinde durulmamış, iki keşifte de tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiş, ziraat bilirkişileri taşınmaz üzerinde mera bitkileri bulunduğunu bildirmelerine rağmen taşınmaz ile ilgili usulünce mera araştırması yapılmamış, keşifte orman bilirkişileri yer almamış, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç farklı tarihli hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosyaya konulmalı, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, 3 kişilik ziraat bilirkişi ve 3 kişilik orman bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşifte, komşu parsellerle birlikte geniş kapsamlı değerlendirme yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın öncesinin ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin kadim mera, yaylak veya kışlak ya da orman olup olmadığı, ormandan açılıp açılmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, teknik bilirkişiden keşfi izlemeye yeterli ve ayrıntılı rapor alınmalı; orman bilirkişi kurulundan bölgede orman tahdidinin ne zaman yapılıp kesinleştiği, taşınmazın tahdit dışında bırakılıp bırakılmadığı, doğu sınırındaki ormanın devamı niteliğinde olup olmadığı, ormandan açılıp açılmadığı, orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu mera parseliyle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklayan, çekişmeli taşınmazın her yönünden tüm özelliklerini gösterir fotoğrafları çektirilerek bu fotoğraflar üzerinde parselin sınırları ve varsa mera ile aralarındaki ayırıcı unsurlar işaretlenerek ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafında stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, sınırlarının belirgin olup olmadığı taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 19.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.