Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/3172 E. 2020/5367 K. 18.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3172
KARAR NO : 2020/5367
KARAR TARİHİ : 18.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, Antalya İli … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan ve 1963 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın, hissedarı olduğu 130 ada 71 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle, bunun mümkün olmaması halinde adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 29.05.2017 tarih ve 2015/10733 Esas, 2017/3743 Karar sayılı ilamı ile; “6360 sayılı Kanun uyarınca …’na husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 28.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda ve eki krokisinde pembe renk ile boyanmış (A) harfi ile işaretlenmiş 2.490,49 metrekarelik yerin aynı köy ve adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan 28.10.2014 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 2.490,49 metrekarelik taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; Mahkemece, davaya konu taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı belirlenmemiş, taşınmazın imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı araştırılmamış, dava konusu taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresine ilişkin olarak 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor aldırılmamış, yine söz konusu hususların tespiti amacıyla, dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi dönemlere ilişkin en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek jeodezi-fotogrametri bilirkişi eliyle incelettirilmemiş, dosya arasında yer alan soyut içerikli ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda denetime elverişsiz, yalnızca dava konusu taşınmazın zeytincilik ve kuru tarıma uygun olduğu belirtilmekle yetinilen ve taşınmazın öncesinde imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak ziraatçi raporu hükme esas alınmış, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, nasıl, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmamış, usule aykırı olarak mahalli bilirkişilerin tamamı bir arada dinlenerek ortak beyanlarının alınmasıyla yetinilmiş, taşınmazla bir bütün olarak kullanıldığı iddia edilen komşu 130 ada 71 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine esas alınan tapu kaydı getirtilerek uygulanmamış ve davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü’nden sorulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazların tescil harici bırakılma nedeni kadastro müdürlüğünden, imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, imar planı kapsamına alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli ve imar planının onaylı bir örneği dosya arasına getirtilmeli, araştırılmalı, taşınmazın bulunduğu yeri de gösterecek şekilde dava tarihinden ya da taşınmazın dava tarihinden önce onaylanıp kesinleşen imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, taşınmazın kadastro tespitine esas alınan 1950 tarih ve 19 numaralı dayanak tapu kaydı getirtilmeli, davacının senetsizden edindiği taşınmaz bulunup bulunmadığı Yazı İşleri Müdürlüğü’nden sorulmalı, dosya bu şekilde tekemmül ettirildikten sonra mahallinde, jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların ayrı ayrı dinlenilmeleri suretiyle kendilerinden, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, haritaların ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsadıkları alanları gösterir şekilde krokili rapor aldırılmalı, özellikle komşu 130 ada 71 parsel sayılı taşınmazın dayanak tapusu uygulanmak suretiyle davaya konu taşınmazın bulunduğu sınırın ne olarak okunduğunun belirtilmesi istenmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.