Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/2840 E. 2019/2925 K. 19.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2840
KARAR NO : 2019/2925
KARAR TARİHİ : 19.04.2019

MAHKEMESİ : …4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi … tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
…İlçesi Sorkun Köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli 2123 ada 9 parsel sayılı taşınmaz, kadastro sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra 2004 yılında İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı …, irsen intikal, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.11.2017 tarih ve 2015/21437 Esas 2017/7772 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, bu kez davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde tamamlanmamış bina bulunduğu, davacının taşınmaz üzerinde ikamet amaçlı dahi zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz 1964 yılında Sorkun Köyü’nde yapılan kadastro sırasında “çalılık” vasfıyla tescil harici bırakılmışken (ve her ne kadar sonradan 1972 yılında Köy Tüzel Kişiliği adına 483 sayılı parsel olarak tespit yapılmış ise de, bu tespite Mal Müdürlüğünün itirazı üzerine Tapulama Komisyonu tarafından tespitin iptaline ve mera olarak sınırlandırmasına karar verilmiş, buna karşı Köy Tüzel Kişiliğinin açtığı dava sonucu Tapulama Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş ve bu kararın temyizen incelenmesinde Yargıtay’ca; “766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 46/2. maddesi hükmünce ikinci kez yapılan tapulamanın bütün sonuçları ile hükümsüz sayılmasına” sözlerinin yazılmasına ve düzeltilen bu şekliyle hükmün onanmasına hükmedilmiş olup, Tapulama Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine de Asliye Hukuk Mahkemesi’nce “HUMK’nın 193. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiş olmakla taşınmazın tespit harici niteliğini koruduğu anlaşılmıştır. Daha sonra …Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması kapsamında, 20.07.2004 tarihinde 48214 metrekare yüzölçümüyle 1155 sayılı parsel, ihdas yoluyla davalı Hazine adına tescil edilmiş; bu parselin şuyulandırılması sonucu oluşturulan imar parsellerinden olarak 2123 ada 9 sayılı parsel numarası ile 20.07.2004 tarihinde imar düzenlemesiyle Hazine adına kaydedilmiştir.
Her ne kadar çekişmeli taşınmaz 1964 yılında çalılık niteliğiyle tescil harici yer olarak bırakılmış ise de, taşınmazın 1972 yılında dağıtım sonucu köylülere verilmesi üzerine parsellerin üzerinde evlerin yapıldığı, çalılık denen bir olgunun o tarihte yok edildiği, artık saptanan bu durum karşısında taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca imar ve ihya koşullarının araştırılmasına, bu konuda inceleme yapılmasına gerek kalmadığı tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile saptanmıştır. Taşınmazın dağıtım sonucu köylülere verildiği 1972 yılından, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 20.07.2004 tarihine kadar kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya koşularının davacı yararına gerçekleştiğinin, 1972 yılında dağıtım sonucu yerin alınmasıyla üzerlerine evlerin yapılması nedeniyle imar ve ihyanın bu tarihte tamamlandığının kabulü gerekir.
Aynı nitelikte ve aynı konumda bulunan birçok dosyanın Daire’den geçtiği ve onanmalarına karar verildiği Dairece bilinmektedir. Dairece onanan ilam örneklerinin dosya arasına konulduğu görülmüştür. Dava dosyası kapsamı ile aynı nitelikteki dosyaların içerisinde bulunan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemede parseller üzerindeki binaların 1980 yılından önce yapıldığı belirlenmiştir. En geç imar ve ihyanın bu tarihte tamamlandığının kabulü zorunludur.
Hal böyle olunca, davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu anlaşılmakla Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekirken maddi yanılgıya dayalı olarak onanmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, davacı … vekilinin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin, 10.11.2017 tarih ve 2015/21437 Esas, 2017/7772 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.