Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/2799 E. 2019/3063 K. 24.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2799
KARAR NO : 2019/3063
KARAR TARİHİ : 24.04.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …/Erikli Köyü çalışma alanında bulunan 176 ada 1, 7 ve 196 ada 7 parsel sayılı 2.443,88, 1.562,97 ve 248,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, ifraz, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … ve (Zekeriya evlatları) … ve … adlarına; 176 ada 2 parsel sayılı 2.610,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise irsen intikal, ifraz, taksim, hisse devri ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … ve (Zekeriya evlatları) … ve … ile … adlarına tespit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacılar …, … ve … ile mirasçılardan …, dava konusu taşınmazların taraflarla müşterek murisleri olan …’ndan geldiğini, murisin terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacılar …, … ile …’nun davalarının vaki feragatları nedeniyle; davacı …’nun davasının ise (ispatlanamaması nedeniyle) reddine, çekişmeli 176 ada 1, 2 ve 7 parseller ile 296 ada 7 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, mahalli bilirkişi ve tanıkların, davacıların murislerinin dava konusu taşınmazlarda zilyetliğinin bulunmadığı yönündeki beyanları gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Davacı taraf, çekişmeli taşınmazların müşterek muris …’ndan intikal edip terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla dava açmış; davalı taraf ise çekişmeli taşınmazların muris ile ilgisinin olmadığını, murisin kendisine ait yerleri sağlığında çocukları olan taraflar arasında paylaştırdığını, davaya konu bu yerlerin ise murisin bu paylaştırmasından sonra kendileri tarafından ham toprak vasfındaki yerlerden ihya edilmek suretiyle edinildiğini savunmuştur. Mahkemece çekişmeli taşınmazlar başında yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi beyanında “taşınmazların 30-40 yıldır davalı tarafça zilyet edinildiğini ve bildiği kadarıyla bu yerlerin çoğunun ormandan açıldığını”, davacı tanığı olarak dinlenen ve tarafların kardeşi olan Mustafa Köroğlu ise “dava konusu taşınmazların genel olarak, tarafların ortak murisi …’e ait olan (murisin satın aldığı şeklinde tarif edilen) taşınmazların dışında kaldığını” beyan etmiştir. Mahalli bilirkişi ve tanığın da bu beyanları uyuşmazlığın çözümü için yeterli olmadığı gibi, çekişmeli taşınmazlardan 176 ada 1, 2 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının edinme sütunlarında bu taşınmazlarla birlikte dava dışı 176 ada 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 nolu taşınmazların evvelce bir bütün olarak muris …’na ait oldukları, ölümüyle mirasçıları tarafından taksim edildikleri; yine dava konusu 296 ada 7 parselin kadastro tutanağının edinme sütununda ise, dava dışı 296 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 9 parsellerle bir bütün olup muris …’ndan kaldığı ve ölümüyle mirasçıları tarafından yapılan taksim sonucu davalı tarafa isabet ettiği belirtildiği halde, çekişmeli taşınmazların edinme sütunlarında belirtilen bu husus dinlenen tanık ve bilirkişiye sorulmamış ve tespit tutanağında yer alan hususlara (muristen gelip mirasçılarınca taksim edildiği hususuna) aykırı beyanda bulunulması nedeniyle, bu çelişkinin giderilmesi bakımından tespit bilirkişilerinin tanık olarak dinlenmesi gerekirken, söz konusu çelişkiler giderilmeksizin mahalli bilirkişi ve tanığın genel ifadeler içeren, soyut nitelikteki beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek en az üç kişilik yerel bilirkişiler kurulunun, taraf tanıklarının ve tespit bilirkişilerinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, tutanakların edinme sütunlarında yazılı hususlar okunmak ve her bir taşınmazın başında ayrı ayrı beyanları alınmak suretiyle çekişmeli taşınmazların müşterek muris …’ten intikal edip etmediği, önceki keşifte mahali bilirkişi tarafından …’in satın aldığı belirtilen taşınmazların hangileri olduğu ve bu taşınmazların dava konusu taşınmazlar ile ilgisinin bulunup bulunmadığı, murisin sağlığında mirasçıları arasında paylaştırma yapıp yapmadığı, yapmış ise kime hangi taşınmazın isabet ettiği, çekişmeli taşınmazların kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ne sebeplerle geçtiği, taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kim tarafından imar-ihya edildiği gibi çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini belirlemek yönünden gerekli olan hususlar sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, tespit tutanağında belirtilen hususlara aykırı bir sonuca ulaşılması halinde tanık sıfatıyla tespit bilirkişilerinin beyanlarına başvurulmalı, tanık ve yerel bilirkişilerin beyanları arasındaki çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyanlara üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde açıklanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.