Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/2270 E. 2019/920 K. 12.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2270
KARAR NO : 2019/920
KARAR TARİHİ : 12.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı belirtilmiş; ancak fen bilirkişi raporunda (A) ve (G) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden davacıların tutunduğu tapu kaydının tüm tesis ve tedavülleri ile haritası getirildikten sonra, mahallinde yöntemince uygulanarak kapsamının belirlenmesi, çekişmeli (A) bölümünün davacı tarafın özel yolu olduğunun kabul edilmesi halinde, teknik bilirkişi haritasında gösterilen bu bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi, (G) bölümü açısından ise yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli bölümün öncesinin yol olup olmadığı, öncesinin yol olmaması halinde pafta haritasında gösterilen yolun kadim yol olup olmadığının sorulması, bu bölümün 325 ada 3 parsel sayılı taşınmaza tespitte uygulanan ve davacı tarafın dayandığı tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, pafta haritasında gösterilen yolun kadim yol olması halinde, çekişmeli bölümün tapu kaydı kapsamında kalacağının düşünülmesi; bu bölümün tapu kaydının kapsamı dışında kalması ve öncesinin terk edilmiş yol olduğunun anlaşılması halinde, bu tip yerlerin imar-ihya ile edinilebileceği; davacıların zilyetliğinin kadastro öncesi zilyetliğe dayanabileceği düşünülerek davacı tarafın taşınmaz bölümüne zilyet olup olmadıklarının, anılan bölümün kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığının araştırılması, Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca imar planına dahil yerler imar-ihya ile iktisap edilemeyeceğinden, imar planının hangi tarihte onaylandığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 325 ada 1 parselin fen bilirkişileri … ve … ‘in 18.04.2014 havale tarihli rapor ve ekindeki kroki-2’de (L) harfi ile belirtilen 7,35 metrekarelik kısmına ilişkin davalı …’na ait tapu kaydının iptaline, iş bu taşınmaz kısmının yine fen bilirkişileri … ve … ‘in 18.04.2014 havale tarihli rapor ve ekindeki kroki-2’de (K) ve (T)
harfi ile gösterilen ve sırasıyla 7,77 metrekare ve 11,95 metrekare yüzölçümüne sahip olan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz kısımları ile birleştirilerek toplam 27,07 metrekare yüzölçümü ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle arsa vasfı ile davacılar …, … ve … adlarına tesciline, aynı rapor ekindeki kroki-2’de (N) ve (U) harfleri ile belirttikleri toplam 73,62 metrekarelik taşınmaz bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar …, …, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı fazla yatırılan bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacılara iadesine, 12.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.