Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/2238 E. 2020/5824 K. 27.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2238
KARAR NO : 2020/5824
KARAR TARİHİ : 27.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu,… İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 243 ada 5 parsel sayılı 9.143,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, sulu tarla vasfıyla … ve arkadaşları adına; 243 ada 6 parsel sayılı 918,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sulu tarla vasfıyla … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, mahalli bilirkişi beyanlarına göre davalılara ait parsellerin sınırlarının önceden beri aynı olduğu, davalılara ait taşınmazların Hazineye ait taşınmazdan bir metre yüksekte bulunduğu dolayısıyla bu taşınmazların Hazineye ait kısımları kapsayamayacağı kanaatiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Davacı Hazinenin dayandığı 1950 tarih ve 39 sıra numaralı tapu kaydının oluşum şekline göre krokisinin bulunup bulunmadığı araştırılmadığı gibi, keşfe katılan fen bilirkişileri tarafından hazırlanan raporda beyanların denetlenebilirliği açısından çeşitli renklendirmelerden bahsedildiği halde, ekli krokide işaretlemeler yapılmadığından keşfin takibi ve beyanların denetlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydı; varsa haritası ve oluşum belgeleri ile birlikte tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, tapu kaydının revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon gördüğü parsellerin bulunması halinde bu taşınmazlara ait tespit tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında davacının dayandığı tapu kaydının varsa haritası uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının haritası bulunmuyor ya da uygulanma kabiliyeti yoksa sınırlarına itibar edilmeli, bu halde tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, kayıtta yazılı olup da yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişiye, uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir tanık beyanlarında geçen nokta, yer ve sınırların işaretlendiği kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.