Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/2166 E. 2019/4959 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2166
KARAR NO : 2019/4959
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davacılar … ve müştereklerinin açtığı davanın, işbu dosya ile birleştirilmesine karar verilmesine rağmen, adı geçen davacıların iddiaları yönünden mahallinde keşif yapılmadığı, yalnızca teknik bilirkişiden ek rapor alınmakla yetinildiği, öte yandan davacıların ayrı ayrı 10.11.1990 ve 14.05.1991 tarihli satış senetleri ile özel parselasyon planlarına dayanmalarına rağmen, bu senet tanıklarının dinlenmediği belirtilerek, mahallinde özellikle tarafların dayandığı satış senetlerinde adı geçen satıcılar ile senet tanıkları ve tarafların bildireceği tanıklar huzuruyla yeniden keşif yapılması, satış senetleri ile özel parselasyon planlarının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazın kim tarafından, ne kadar zamandır, ne şekilde kullanıldığının belirlenmesi, bundan sonra toplanan deliller uyarınca karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında müdahil …, taşınmazın kendi fiili kulanımında bulunduğunu ileri sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda müdahil davacı …’ın davasının reddine, davacılar … ve müştereklerinin davalı … İdaresi aleyhine açtıkları davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacılar … ve müşterekleri ile davacı …’ın davalılar Hazine ve … aleyhine açtıkları davalarının ayrı ayrı kabulüne, dava konusu 336 ada 2 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine “08.07.2017 tarihli teknik bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 275,71 metrekarelik bölümünün …’ın, (C) harfi ile gösterilen 164,80 metrekarelik bölümünün davacılar …, …, …, …, …, …, …’ın kullanımında olduğunun” şerhine, kalan 479,49 metrekarelik bölümündeki “taşınmazın davalı …’ın kullanımında olduğu” şerhinin korunmasına ve taşınmazın 3402 sayılı Yasa’nın Ek 4. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil davacı … vekili, davalı … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde, infazı kabil hüküm kurmak zorundadır. Somut olayda; davacılar … ve müşterekleri ile davacı … tarafından, davalılar Hazine ve … aleyhine açılan davanın kabul edilmesi üzerine Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki mevcut kullanım şerhi kaldırılmaksızın, tekrar davacılar lehine kullanım şerhi verilmek suretiyle infazda tereddüt yaratılması isabetsiz ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 5. fıkrasının ilk satırında yer alan “… 336 ada 2 nolu parselin…” sözcüklerinden sonra gelmek üzere “kadastro tutanağının beyan hanesindeki kullanım şerhinin iptaline” sözcüklerinin yazılmasına, yine aynı fıkranın 5. bendinde yer alan “… olduğunun” şerhine, kalan 479,49 kısmına “davalı …’ın kullanımında olduğu şerhinin” korunarak…” sözcüklerinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “taşınmazın 479,49 metrekarelik bölümünün ise …’ın kullanımında olduğu şerhi yazılarak” sözcükleri yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 01.07.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.