Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/2046 E. 2018/6257 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2046
KARAR NO : 2018/6257
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Mahallesi çalışma alanında bulunan 154 ada 7 ve 153 ada 56 parsel sayılı 2.481,21 ve 1.082,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü oldukları belirtilerek Medine Özen ve İzzet Taş adlarına, 153 ada 22 ve 34 parsel sayılı 1.667,61 ve 466,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla Esme… , … ve Halil … adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar … ve …, kendi murisleri adlarına tescil edilen taşınmazların yüzölçümünün davalıların murisleri adlarına tescil edilen taşınmazlardan eksik olduğu iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, dava dışı 153 ada 18, 36, 50 ve 55 parsel sayılı taşınmazların kendi murisleri Dursun ve Sehel adına tespit gördüğünü ancak davalılar adına tespit edilen çekişmeli 153 ada 22, 34, 56 ve 154 ada 7 parsel sayılı taşınmazlarla eşit yüzölçümüne sahip olması gerekirken eksik tespit edildiği iddiasıyla dava açmışlar, yargılama sırasında taşınmazların taksime konu olmadığını ileri sürmüşlerdir. Davalı taraf ise taşınmazların kök muris Şakir (Mehmet… ‘den intikal olduğunu ve yapılan taksim neticesinde kendilerine kaldığını savunmuşlardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kök muris Şakir terekesine dahil olup usulünce taksim olmadığı, iştirak halindeki mülkiyette mirasçıların kendi paylarını talep ederek dava açamayacakları gerekçesiyle davanın reddine dair yazılı karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli olmadığı gibi varılan sonuç da dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kök muris Şakir (Mehmet … )’den intikal eden taşınmazların taksim edilip edilmediği edilmiş ise hangi tarafa intikal ettiği noktasında toplanmaktadır. Ne var ki dosyada tarafların ortak miras bırakanı olarak beyan ve kabul edilen Şakir (Mehmet … )’e ait veraset ilamı ya da nüfus kaydı bulunmamakta olup mahkemece taraflar arasındaki irs ilişkisi tespit edilmemiş, uyuşmazlık terekenin taksim edilip edilmediği noktasında toplandığı halde usulünce taksim araştırması yapılmamıştır. Eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle tarafların ortak miras bırakanı olduğu beyan ve kabul edilen Şakir (Mehmet … )’e ait veraset ilamı yahut verasetine esas nüfus kayıtları getirtilerek taraflar arasında irs ilişkisi tespit edilmeli, murisin ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınır ve taşınmaz mallar belirlenip, taşınmazların kadastro tutanaklarının örnekleri dosya içine getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve HMK’nın 31. maddesi kapsamında taraflarca gerektiğinde yeniden bildirilecek tanıklarının katılımı ile tekrar keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların kimden kime geçtiği, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından kalan taşınmazların tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, ya da mirasçıların miras haklarından diğerleri lehine vazgeçmiş olup olmadıkları, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri, terekeye dahil taşınmazların ve varsa mirasçılara verilen taşınmazların tespit tutanakları ile veya kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; murisin ölüm günü ve sonrasında tespit gününe kadar olan zaman diliminde taşınmazlar üzerindeki zilyetlik durumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilerek insan ömrünü aşan süre ile taşınmazda zilyet olunmasının davalı tarafın dayandığı taksim olgusuna karine olup olmayacağı araştırılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 25.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.