Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2018/1430 E. 2020/3981 K. 05.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1430
KARAR NO : 2020/3981
KARAR TARİHİ : 05.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, …Köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 22 ve 121 ada 34 parsel sayılı 12.200,00 ve 196,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve 121 ada 6 parsel sayılı 255,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, irsen intikal, taksim, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … (…. oğlu), …, …. ve … (Durmuş oğlu) adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar … ve arkadaşları, irsen intikal, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 121 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptaline ve … ve … mirasçıları adına tapuya tesciline; 121 ada 34 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptaline ve … mirasçıları adına tapuya tesciline ve 110 ada 22 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün 110 ada 4 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi yönündeki talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, bu tür davaların tapu kayıt maliklerine, bunların ölmüş olması durumunda ise tüm mirasçılarına yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda; davacılar, çekişmeli taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalılar ve davalıların amcası olan muris … oğlu … adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazların babaları …’ya ait olduğunu ve taşınmazlara halen kendilerinin zilyet olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, dinlenen tespit ve mahalli bilirkişiler ile davacı tanığının beyanlarına göre, dava konusu 121 ada 6 parselin … ile …’a, 121 ada 34 parselin …’ya ait olduğu kabul edilerek bu parseller yönünden açılan davanın kabulüne, 110 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davada yöntemince taraf teşkili sağlanmadığı gibi, yapılan araştırma ve incelemesinin de hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki, … oğlu …’ın, dosya içerisinde bulunan … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/203 Esas, 2005/164 Karar sayılı veraset ilamında belirtilen mirasçılarının bir kısmı ile dava sırasında vefat eden davacı …’ın mirasçılarından İsmail Boşal ve davalılar … ile …’nın mirasçıları davaya dahil edilmemiş, çekişmeli 121 ada 6 parsel sayılı taşınmazı da kapsadığı davacılar tarafından belirtilen … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/107 Esas, 2000/45 Karar sayılı dosyası ile çekişmeli yere ilişkin olduğu ileri sürülen 1323 tarih ve 44 sıra numaralı tapu kaydı ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte getirtilmemiş; çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarında belirtilen ve 105 ada 7, 121 ada 5 ve 133 ada 39 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarına ekli olduğu ifade edilen belgeler ile davalı … tarafından çekişmeli 121 ada 6 parsele ilişkin olduğu belirtilen satış senetleri dosya arasına celp edilmemiş, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak belgeleri getirtilerek komşu parsel uygulaması yapılmamış; keşif sırasında dava konusu 121 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak dinlenen mahalli bilirkişi, davacı tanığı ve tespit bilirkişilerinin, taşınmazın evveliyatı hususundaki beyanları çelişkili olduğu halde, sözkonusu çelişki yöntemince giderilmeden, soyut nitelikteki beyanları ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle davacı …’ın mirasçısı ….’ın yöntemine uygun şekilde davaya katılımı sağlanmalı, ayrıca davacılara, … oğlu …’ın veraset ilamında belirtilen ancak davaya dahil edilmeyen mirasçıları …, …., …. ve …. ile dava sırasında vefat eden davalılar … ve …’nın mirasçılarına davanın yöneltilmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde, davaya dahil edilen taraflardan iddia, savunma ve delilleri sorulmalı, sunmaları halinde delilleri toplanmalı, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/107 Esas, 2000/45 Karar sayılı dosyası ile 1323 tarih ve 44 sıra numaralı tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtlar (eksiksiz ve tedavülleri birbiriyle bağlantılı olacak ve bilgisayar ya da daktilo ile yazılı şekilde) ile varsa kroki ve haritalarının onaylı örnekleri ve komşu parsellerin tutanaklarının örnekleri ve varsa dayanakları getirtilmeli, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarında 105 ada 7, 121 ada 5 ve 133 ada 39 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarına ekli olduğu belirtilen belgeler ile satış senetleri dosya arasına celp edilmeli, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dayanak tapu kayıtları ile … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/107 Esas, 200/45 Karar sayılı dosyası içersindeki çekişmeli yere ilişkin belgeler, yerel bilirkişiler ile tanıkların yardımıyla ve teknik bilirkişi eliyle zemine uygulanmalı; çekişmeli taşınmazlara komşu parsel tutanakları ve dayanakları getirtilerek komşu parsel uygulaması yapılmalı; uzman fen bilirkişisinden, keşfi ve uygulamayı gösterir, gerekçeli ve krokili rapor alınmalı ve dayanak kayıtların sınırlarının raporda işaretlenmesi istenilmeli; söz konusu tapu kayıtlarının kısmen veya tamamen çekişmeli taşınmazları kapsamadığının anlaşılması halinde ise, ihtilafın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği göz önünde bulundurularak, dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, çekişmeli taşınmazların kimlerin zilyet ve tasarrufu altında bulunduğu maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; tanıklar ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır.
Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacılar vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.