Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/708 E. 2020/5730 K. 26.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/708
KARAR NO : 2020/5730
KARAR TARİHİ : 26.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 129 ada 1 parsel sayılı 578,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Na var ki, davalı taraf yargılama sırasında taşınmazın zilyetliğini köyün satışı ile devraldığını ileri sürdüğü halde bu satışa ilişkin köy defterindeki karar ile davacı hazinenin dayandığı kaymakamlık men kararı mahallinde uygulanarak kapsamları kesin olarak belirlenmemiş, uyuşmazlığın çözümünde uydu fotoğraflarından ve komşu parsel tutanakları ile varsa dayanaklarından yararlanılmamış ve davacının aynı kadastro çalışma alanı içerisinde edinebileceği taşınmaz miktarı üzerinde durulmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazı kapsayan uydu fotoğrafları getirilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin olarak alındığı belirtilen kararda adı geçen kişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmaz imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, köy defterinde belirtilen ve satışa konu olan taşınmaz bölümü defterdeki sınırlar ve miktar dikkate alınmak ve defterde imzası bulunan kişiler dinlenilmek suretiyle belirlenmeli, men kararında bahsi geçen taşınmazın dava konusu yerle aynı yer olup olmadığı üzerinde durulmalı, komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli, komşu parselleri de gösterir şekilde krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisinden taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeleyen, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanından uydu fotoğraflarının incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı ve böylelikle tespit tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davalı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli; davalı adına aynı kadastro çalışma bölgesi içerisinde senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı işleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak varsa, bu şekilde tespit edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilerek dosyasına konulmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.