Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/5981 E. 2021/1369 K. 18.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5981
KARAR NO : 2021/1369
KARAR TARİHİ : 18.02.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı … ve arkadaşları, …,… Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, tapu kaydı, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, payları oranında adlarına tescili; bir bölümü hakkında da tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacı … adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişileri …,…’nin raporuna ek krokide (C) harfi ile gösterilen açık yeşil renge taralı 8.693,67 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen koyu yeşil renge taralı 14.921,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların payları oranında …,…mirasçıları olan davacılar adına; (E) harfi ile gösterilen mavi renge taralı 2.145,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı … adına tarla vasfıyla tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacılar, murisleri …,…’dan gelen hak, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmaz bölümlerinin miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlar ve Mahkemece, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davacılardan … yargılama sırasında 19.04.2015 tarihinde vefat ettiği halde mirasçıları yöntemince davadan haberdar edilmemiş ve aktif dava ehliyeti tam olarak sağlanmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da miras şirketine temsilci tayin ettirilmesi gereklidir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacılara, yargılama sırasında vefat eden davacı … mirasçılarının davaya katılımlarını veya muvafakatlerini sağlamaları yada terekeye temsilci atanması için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde işin esasına girilmeli ve tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2- Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı …, 01.12.1955 tarih, 96 sıra numaralı tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Taşınmazların evveliyatı, kullanım süresi ile niteliğini en iyi şekilde belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan, yerel bilirkişilerin taşınmazın zilyetliğine ilişkin soyut ve yetersiz beyanlarına itibar edilerek karar verilmiştir. Ayrıca, davacının dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek dosya içerisine alınmamış, mahallinde yapılan keşifte tapu kayıtlarının hudutları tek tek okunmak suretiyle yerel bilirkişilerden sorularak kapsamı belirlenmemiş, komşu taşınmazların tespitlerine esas kayıtlar getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu üzerinde durulmamış ve tapu kaydına değer verilip verilmeyeceği gerekçeli kararda tartışılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının dayandığı tapu kaydı ile dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tespitlerine dayanak tapu kayıtları tesislerinden itibaren tedavülleriyle birlikte getirtilerek dosya içerisine alınmalı, dava tarihi olan 2012 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, ardından çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri mühendisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı; bu keşifte, davacının dayandığı tapu kaydı mevki ve hudutları tek tek okunarak yerel bilirkişiler yardımıyla zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, ayrıca yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün evveliyatının ne olduğu, imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, eğer öyleyse imar ihyanın ne zaman tamamlandığı, zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli ve beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişiye, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri, denetime elverir şekilde düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, tapu kayıtlarının uyup uymadığı komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla da denetlenmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazların kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün önceki ve ve mevcut niteliğinin ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, öncesi itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz bölümü üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parsellerle dava konusu taşınmaz bölümü arasında nitelik farkı bulunup bulunmadığı hususunda bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, taşınmaz bölümünün her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, denetime elverir şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller göz önünde bulundurularak, öncelikle davacının dayandığı tapu kaydının taşınmaza uyup uymadığı, bu tapu kaydına değer verilip verilmeyeceği değerlendirilmeli, uymadığı anlaşıldığı takdirde ise, davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. madde koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.