Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/5952 E. 2018/5732 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5952
KARAR NO : 2018/5732
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sonucunda İsaören Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı … adına kayıtlı bulunan eski 109 ada 27 parsel sayılı 1400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla ve 1.410,90 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı … adına tapuda kayıtlı bulunan eski 109 ada 28 parsel sayılı 1900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla ve 1.845,47 metrekare yüzölçümlü olarak tescil edilmiştir. Davacı …, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalıya ait 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri Kadir Bitirgan ve Muhsin Tütüncü tarafından düzenlenen 30.10.2014 tarihli raporda krokide (A) harfi ile gösterilen 21.95 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile aynı yer 109 ada 27 parsele eklenmek sureti ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişilerin 30.10.2014 tarihli rapor ve ekindeki kroki esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Teknik bilirkişilerin 30.10.2014 tarihli raporlarına ekli krokide tesis ve uygulama sınırı olarak gösterilen sınırların birbiri ile çakıştığı, ölçü sınırı olarak mavi çizgi ile gösterilen sınırın ise, farklı noktadan geçtiği görülmekte olup, teknik bilirkişilerce mavi çizgi ile gösterilen ölçü sınırının hangi çalışmaya ait olduğu açıklanmadığı gibi, farkın neden kaynaklandığı da rapor içeriğinde açıklanmamıştır. Öte yandan aynı teknik bilirkişilerin 27.5.2015 tarihli ortofoto üzerindeki ek raporlarında “çekişmeli 109 ada 27 ve 28 sayılı parsellerin arasındaki sınırın geçerli sınır olduğu, geçerli sınırın da zeminde mevcut olmayan, paftası ve teknik belgelerinde hata bulunmaması halinde bu belgelere göre oluşturulan sınırdır. Bu sınır krokide turuncu renk ile gösterilir. Yani tesis kadastrosundaki pafta sınır ile yenileme çalışmaları sonucu oluşan sınırlar aynı sınırlardır” denilmiş, ancak 21,95 metrekarelik farkın sebebi açıklanmadığı gibi, bu şekilde raporlar arasında çelişki meydana getirilmiştir. Yetersiz ve çelişkili teknik bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle usulünce yeniden keşif yapılarak, teknik bilirkişi heyetinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda, hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş ve denetlenebilir ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişilerinden, düzenleyecekleri haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde, ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişileri tarafından düzenlenecek haritalarda, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,11.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.