Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/5949 E. 2018/6269 K. 26.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5949
KARAR NO : 2018/6269
KARAR TARİHİ : 26.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
MÜDAHİL :
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda .. Köyü çalışma alanında bulunan 4217 parsel sayılı 46.483,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, krokisinde (B) harfi ile gösterilen binanın Süleyman ..’a, kırmızı kalemle taralı 4856 metrekarelik bölüm üzerindeki meyve ağaçlarının Ali ..’e ve bahçe evi olarak işaretlenen evin ..Atılgan Konut Yapı Kooperatifine ait olduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir. Davacı …, dava konusu taşınmazın yaklaşık 2 dönüm yüzölçümündeki bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğunu iddia ederek dava açmıştır. Yargılama sırasında S.S. Atılgan Konut Yapı Kooperatifi, taşınmazın tamamı hakkında aynı iddia ve sebeplerle 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/355 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını ileri sürerek eldeki dosyanın bu dosya ile birleştirilmesi ve davacı … Yönüyle davanın reddine karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı …’ın davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 4217 parsel sayılı taşınmazın 01.04.2013 tarihli fen bilirkişisi krokisinde (A) harfi ile taralı olarak gösterilen 1.417,00 metrekarelik bölümünün zilyedinin davacı olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile müdahil ..Atılgan Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargılama sırasında 03.01.2013 tarihli dilekçe ile davaya katılma talebinde bulunan ..Atılgan Konut Yapı Kooperatifi vekili, taşınmazın tamamının kendi zilyetliklerinde olduğunu, bu nedenle 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/355 Esasına kayıtlı dava dosyası ile adlarına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açtıklarını, aynı taşınmaz hakkında başkaca kişiler tarafından aynı nedenle açılmış bulunan davaların da sözünü ettiği dosya ile birleştirildiğini belirterek, öncelikle eldeki davanın da söz konusu dosya ile birleştirilmesi ve davacı … tarafından açılan davanın da reddine karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır. Kooperatif’in davalı taraf yanında değil de kendi adına bığımsız hak talebi ile katılma isteminde bulunmasına göre davaya asli müdahil olarak kabulü gerekirken davalı Hazine yanında feri müdahil olarak davaya katılmasına karar verilmesinde isabet bulunmadığı gibi, 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinin 1/b bendine aykırı şekilde karar başlığında Kooperatif’in taraf olarak gösterilmemesi de isabetsizdir.
Diğer yandan müdahil Kooperatif’in katılma dilekçesinde belirttiği ve Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/355 Esas sayılı dosyasında aynı taşınmaz hakkında farklı kişiler tarafından taşınmazın kullanıcı şerhine yönelik dava açıldığı, davalarının kabulüne karar verilen davacıların adlarına kullanıcı şerhi verilen taşınmaz bölümleri ile eldeki dosyada davacı … adına kullanıcı şerhi verilen taşınmaz bölümünün çakıştığı dosyalarına sunulan fen bilirkişi raporlarından anlaşıldığına göre, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğer davayı da etkileyecek olması nedeniyle her iki dosyanın birleştirilmesi gerektiği düşünülmeksizin aynı taşınmaz hakkında birbiriyle çelişen ve infazı mümkün olmayacak şekilde iki farklı hüküm oluşmasına sebebiyet verilmiş; ayrıca kabule göre de davacı …, kullandığı bölüm hakkında tapunun beyanlar hanesinde adına şerh verilmesini talep ettiği halde, mahkemece bu konuda karar verilmeyerek yalnızca tespit hükmü kurulması dahi isabetsiz olup, müdahil kooparetif vekili ile davacı … vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 26.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.