Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/576 E. 2020/4975 K. 02.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/576
KARAR NO : 2020/4975
KARAR TARİHİ : 02.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, Orta İlçesi…Köyü çalışma alanında bulunan 174 ada 18, 19, 23 ve 26 parsel sayılı 489,13, 216,40, 1.001,74, ve 497,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 174 ada 18 parsel davalı … oğlu …, 174 ada 19 parsel davalı … oğlu … Yıllık, 174 ada 23 parsel davalı … oğlu … ve 174 ada 26 parsel davalı … oğlu … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı … irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların tapu kayıtlarının 1/2 payının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacı … oğlu … ile davalıların murisi … oğlu … arasında yapılan taksim neticesinde davalıların murisine bırakıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı, taşınmazda taksimen 1/2 payı olduğunu iddia edip, davalı taraf da taksimen taşınmazın kendilerine kaldığını savunduğuna göre çekişmeli taşınmazların tarafların ortak miras bırakanları …’dan kaldığı ve davacı ile davalıların muris arasında taksim edildiği hususu tarafların kabulünde olup bu yön çekişme konusu değildir. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların taksimen kime isabet ettiği ve kim tarafından hangi nedenle kullanıldığı noktasındadır. Ancak, mahkemece taşınmaz başında yapılan keşifte, dinlenen mahalli bilirkişiler taşınmazın kullanımı hususunda bilgileri olmadığını belirttikleri gibi, tanıklardan da taşınmaz bölümünün taksimde hangi tarafa isabet ettiği ve kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmamış, taşınmazın hali hazırda davalı tarafa ait olduğu yönündeki soyut beyanlarla yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taksim sonrasında kime isabet ettiği, taşınmazların davacının iddiasında olduğu şekilde 1/2 pay oranı ile davacı ile davalılar murisine kalıp kalmadığı, taşınmazlar üzerinde davacı tarafın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bu şekilde çekişmeli taşınmazlar üzerinde taksim tarihinden tespit tarihine kadar kimin zilyet olduğu tereddütsüz belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlara riayet edilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.