Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/5691 E. 2020/3965 K. 02.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5691
KARAR NO : 2020/3965
KARAR TARİHİ : 02.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu …. Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 101 ada 148 parsel sayılı 1.556.552,4 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, ekonomik yarar sağlaması mümkün olan yerlerden olduğu ve kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra 01.12.2014 tarihinde ifraz edilerek 101 ada 163 parsel sayılı ham toprak vasıflı taşınmaz ile aynı ada 164 parsel sayılı göl vasıflı taşınmazlar oluşmuş ve 101 ada 163 parsel sayılı taşınmaz Mera Komisyonunun 23.11.2012 tarih ve 390 sayılı kararı gereğince 24.02.2014 tarihinde kamu orta malına (mera) dönüştürülmüştür. Davacı …, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapusunun iptali ile kendisi, kardeşleri … ve … adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 03.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda 101 ada 163 parsel içerisinde (B) harfi ile gösterilen 400,44 metrekarelik kısım ile 101 ada 164 parsel içerisinde (A) harfi ile gösterilen 312,82 metrekarelik kısmının bir bütün halinde ifrazına, ifraz edilen bu kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptaline, ifraz edilen nizalı taşınmazın içinde bulunduğu adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle taşınmazın tamamı 4 pay kabul edilerek 2 payının davacı … oğlu … adına, 1 payının davalı Halil oğlu … adına, 1 payının davalı Halil oğlu … adına tapuya tesciline; davalı … ve … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından ve davacı vekili tarafından katılma yoluyla vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Somut olayda; her ne kadar ziraatçi bilirkişi raporunda, soyut bir değerlendirme ile taşınmazın her türlü tarım üretimine uygun tarım arazisi olduğunu belirtmişse de, aynı raporda, taşınmaz içerisinde tarımsal faaliyet yapılmadığı, dere kenarı ağaçlık olarak kullanıldığı da belirtilmiş olup, rapora ekli fotoğrafların da bu durumu teyit ettiği gözetildiğinde, taşınmazın (ağaçlık olarak) doğal bitki örtüsüne sahip olması zilyetlikle kazanım için yeterli bulunmadığından edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.