Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/5031 E. 2018/5521 K. 08.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5031
KARAR NO : 2018/5521
KARAR TARİHİ : 08.10.2018

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVALILAR :
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Terme İlçesi Yüksekyayla Köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 11, 12, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlardan 130 ada 15 ve 16 parsel sayılı 3.401.26, 3.619,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla davalılar … ve … adına tespit edilmiş, 130 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar ise Sulh Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek 11 parsel tapu kaydı nedeniyle davalı Fahri .. adına, 12 parsel ise davacı … adına tespit edilip, taşınmazların sınırına yönelik dava bulunduğu belirtilerek sözü edilen taşınmazların yüzölçüm haneleri açık bırakılmıştır. Davacı … tarafından davalılar …, … ve Fahri .. aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Diğer taraftan askı ilan süresi içerisinde davacı …, kadastro sırasında kendisine ait 130 ada 12 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının yanlış belirlendiği, taşınmazın bir bölümünün komşu 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde bırakıldığı, bir bölümünün ise yol olarak tespit edildiğini öne sürerek dava açmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları, aktarılan dava dosyası ve kadastro dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 130 ada 11, 12, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının dayandığı tapu kaydının sınırları itibariyle davacıya ait taşınmaza uyduğu ve davalıların davacıya ait taşınmaza herhangi bir müdahalelerinin bulunmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davacı … (130 ada 12 ve 24 parsellerin tespit maliki), genel mahkemede davalılar … (130 ada 16 parselin tespit maliki), … (130 ada 15 parselin tespit maliki) ve Fahri .. (130 ada 11 parselin tespit maliki) aleyhine 24.11.2005 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak men’i müdahale istemiyle dava açmıştır. Yargılama devam ederken çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle genel mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilerek dosya Kadastro Mahkemesine aktarılarak sözü edilen dava nedeniyle yüzölçüm haneleri açık bırakılarak Kadastro Mahkemesine devredilen 130 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların tutanakları ile birleştirilmiştir. Öte yandan davacı … tarafından askı ilan süresi içerisinde açılan, kadastro tespiti sırasında adına tespit edilen 130 ada 12 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının hatalı belirlendiği, taşınmazın bir bölümünün komşu 130 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığı, diğer bir bölümünün ise yol olarak tescil harici bırakıldığı iddiasına dayalı dava dosyası da eldeki dava ile birleştirilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca tapu kaydının haritasının bulunması halinde kapsamının haritasına göre belirlenmesi gerekir. Somut olayda, davacının dayandığı tapu kaydı 4753 sayılı Yasa uyarınca yapılan toprak tevzii çalışmaları sonucu oluşturulduğuna ve haritası bulunduğuna göre kapsamının öncelikle haritasına göre belirlenmesi zorunludur. Ne var ki, mahkemece davacının dayanağı olan tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Yasa’nın 20/A maddesi uyarınca tevzi haritasından yararlanılmak suretiyle saptanmamış, toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek haritalar çakıştırılmak suretiyle tapunun kapsamı belirlenmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; öncelikle davacının dayandığı tapu kaydına ait ait toprak tevzi haritası getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, ziraat mühendisi bilirkişi ile uzman fen ya da harita mühendisi bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte davacının dayandığı tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eli ile uygulanmalı, fen bilirkişisinden tapu kaydı haritası ile kadastro paftası haritası ölçekleri eşitlenerek ve zemine çakıştırılarak uygulanmasını ve buna göre tapu kaydının kapsamını gösterir krokili rapor alınmalı, tapu kaydının haritasının fenni sıhhatte uygun olmaması halinde sınırları itibariyle uygulanarak kapsamı kroki de gösterilmeli, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinden taşınmazların özellikle ihtilaf konusu bölümlerinin kimden kime kaldığı, kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların ara sınırlarının nereden geçtiği ve ihtilaf konusu bölümlerde kimin ne zamandan beri ne şekilde zilyet olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde bu çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bu yolla davacının dayandığı tapu kaydının kapsamı net olarak belirlenmeli, davacı dayanağı tapu kaydının hukuki kıymetini koruyup korumadığı üzerinde durulmalı, dava genel mahkemeden aktarılan dava niteliğinde olduğuna göre dava konusu olup malik hanesi sehven kesinleştirilen taşınmazlar bulunduğunun anlaşılması halinde bu taşınmazların tutanaklarının da davalı hale getirilip ihtilafın çözüme kavuşturulması gerektiği düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
08.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.