Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/4981 E. 2021/2345 K. 11.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4981
KARAR NO : 2021/2345
KARAR TARİHİ : 11.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, … İlçesi Akkoz Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 216, 231, 258, 259, 118 ada 20, 119 ada 24, 120 ada 28, 144 ada 1,3, 145 ada 51, 52 ve 53 parsel sayılı taşınmazlar, vergi kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, … mirasçıları … ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı …, irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kayıtlarının iptali ve adına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesi’nde dava açmış ve bu mahkemece görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildikten sonra, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının oluşturulması için dava konusu taşınmazlara ilişkin tespit tutanakları Kadastro Müdürlüğü’ne gönderilmiş ve taşınmazlar tespit malikleri … ve müşterekleri adına tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların … ‘ a ait olduğu, davacı … ‘ ı bakım işletim işlemleri yürütülmesi amacıyla vekil tayin ettiği, davacının yalnızca zilyet yardımcısı olduğu, dava dilekçesinde beyan olunduğu gibi malik sıfatıyla taşınmazları zilyetliğinde bulundurmadığı, bu haliyle TMK’ nın 713 maddesindeki malik sıfatıyla aralıksız 20 yıl zilyetlik koşulunun oluşmadığı gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyleki, dava taşınmazın aynına ilişkin olduğu halde, usule aykırı olarak dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılmamış, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların zilyetlik durumu sorularak açıklığa kavuşturulmamış ve tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmeksizin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız , davada yararı bulunmayan üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte nizalı taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, bilinen ilk zilyedinin kim olduğu, ne sıfatla kullanıldığı, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle ve hangi hukuki nedene bağlı olarak kullanıldığı, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin asli nitelikte mi yoksa fer’ i nitelikte mi olduğu, paylaşım ya da taksime konu olup olmadıkları araştırılarak bu hususlarda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli; beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; fen bilirkişisine, yapılan keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.