Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/4830 E. 2020/6128 K. 17.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4830
KARAR NO : 2020/6128
KARAR TARİHİ : 17.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Yargıtay bozma ilamında özetle; “Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, taşınmaz başında yerel bilirkişiler ile tarafların gösterecekleri zilyetlik tanıkları ve 2 kişilik zirai ve 1 fen bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğunun, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığının, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığının, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünün, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, imar ihya faaliyetlerinin davacı tarafça ne surette yapıldığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, ziraat mühendislerinden oluşan 2 kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın niteliği, kullanılıp kullanılmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni yönünden ayrıntılı ve gerekçeli, taşınmazın fotoğrafını da içeren rapor alınması, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazın ekilip sürülen ve boş kalan bölümlerinin ayrı ayrı işaretlettirilmesi, önceki bilirkişi raporuda irdelenerek bu raporda kısmen tarım arazisi olduğu belirtilen alanın taşınmazın neresi olduğunun tespit edilmesi, taşınmaza ait fotoğraflarda gözüken taşlık alanlarda imar-ihyanın tamamalanıp tamamlanmadığı ve bu alanda ne surette tarımsal faaliyet yapıldığının açıklattırılması, dava tarihinden önceki 20 yıllık zaman dilimini kapsayacak şekilde farklı zamanlarda çekilmiş en az iki adet stereoskopik çift hava fotoğrafları getirtilerek (1984 ve 1990 veya en yakın tarihli), bu fotoğrafların jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye stereoskopla incelettirilmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sırasında davacının iddiasına konu kısım hakkında, malik hanesi “davalı” olarak gösterilip, tapuda kütük sayfası açılmak suretiyle 860 parsel numarası ile Hazine adına idari yoldan sicil oluşturulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 860 parsel numaralı taşınmazın malik hanesinde gözüken “davalıdır” ibaresinin kaldırılarak, hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi raporunda (B) harfiyle gösterilen 44.601,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün tarla niteliği ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen 52.399,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün tapulama harici taşlık alan olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine temsilcisi ve … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddeleri uyarınca tescili istemiyle açılmış olup, yargılama sırasında tescili istenilen taşınmaz idari yoldan 860 parsel numarası ile Hazine adına tescil edilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen temyize konu bölüm üzerinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine taraf yararına, usuli kazanılmış hak oluşacağından, bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Ne var ki, Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Yargıtay bozma ilamında; tespit tarihinden öncesine ilişkin stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilip incelenmesi gereğine değinildiği halde, çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları getirtilerek üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması gerekirken, tek hava fotoğrafı esas alınarak bu fotoğraf üzerinde bu konuda uzmanlıkları bulunmayan ziraat ve jeoloji mühendisleri tarafından inceleme yapılmış, jeodezi bilirkişisi tarafından hava fotoğrafında taşınmazın yeri işaretlenmekle yetinilmiş, ayrıca yörede toprak tevzi çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2011 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü’nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, ayrıca temin edilebilen en eski ve en yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, dosyanın 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kuruluna tevdii ile hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak, taşınmazın niteliği, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanmalı, komşu taşınmazlara ait (komşu köyde kalan taşınmazlarda dahil) kadastro tutanakları ile tapu kayıtları ihdasen oluşan parsellere ait oluşum evrakları getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları belirlenmeli, yörede tevzi çalışması yapılmış ise belirtmelik tutanak ve haritaları getirtilerek tevzi sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında nasıl bir işlem yapıldığı araştırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı Belediyeye iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.