Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/4752 E. 2020/4865 K. 27.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4752
KARAR NO : 2020/4865
KARAR TARİHİ : 27.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, dava tarihinden en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğü aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması bundan sonra mahallinde yeniden keşif yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davasının kısmen kabulüne, fen bilirkişisinin 24.05.2016 tarihli rapor ve eki krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 5.959,08 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne yönelik açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından harç ve yargılama giderine yönelik, davalı … vekili tarafından ise hakkında kabul kararı verilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddeleri uyarınca tescili istemiyle açılmış olup, yargılama sırasında tescili istenilen taşınmaz idari yoldan 814 parsel numarası ile Hazine adına tescil edilmiştir. Mahkemece, (A) harfi ile gösterilen temyize konu bölüm üzerinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmakla; bozma ilamı olan lehine taraf yararına, usuli kazanılmış hak oluşacağından, bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Ne var ki Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirtilmediği anlaşılmaktadır. Çekişme konusu taşınmaz bölümünün niteliğinin, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihinin ayrı ayrı saptanabilmesi için 1985-1999 yılları arasında ara dönemde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılması gerekirken, 1985 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğraflarının temin edilip incelenmesi ile yetinilmiş; jeodezi bilirkişi ve ziraatçi bilirkişinin raporları arasındaki çelişki giderilmemiş; ayrıca davacı …, dava dilekçesinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığı halde babası adına aynı kadastro çalışma alanı içerisinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak taşınmaz tespit edilip edilmediği de araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre 1985-1999 yılları arasında çekilmiş hava fotoğrafı bulunduğunun anlaşılması halinde Harita Genel Müdürlüğü’nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraat bilirkişi raporlarını da irdeler mahiyette taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, toprak yapısı, eğimi, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; teknik bilirkişiye ise, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli; davacı ve babası adına belgesiz zilyetlik yolu ile tescil edilen taşınmaz miktarı belirlenmeli, böylelikle zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak saptanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.